Uzlaşma komisyonu sekretaryasının, uzlaşma isteminin uzlaşma kapsamına girmemesi nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kararı üzerine, mükelleflerin onbeş günlük ek dava açma süresinden yararlanmasına yasal olanak bulunmadığı; ek onbeş gün içinde vergilendirmeye karşı dava açılabilmesi için her şeyden önce usulüne uygun yapılmış bir uzlaşma başvurusunun bulunması gerektiği; ihbarnamede uzlaşma merciinin gösterilmesinin, yasadan dolayı kapalı olan uzlaşma yoluna başvurulmasını olanaklı kılmayacağı hk.
İstemin Özeti: Üçüncü şahıslar adına açtırdığı hesaplar üzerinden elde ettiği hasılatı kayıt ve beyan dışı bırakan davacı adına Mayıs, Temmuz ila Aralık 2001 ve Ocak 2002 dönemleri için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi davaya konu yapılmıştır.
Davayı inceleyen Vergi Mahkemesi; ihbarnamelerin 25.09.2006 tarihlide davacıya tebliğ edildiği ve 09.10.2006 gönlü dilekçe ite uzlaşma istendiği, bu istemin reddine ilişkin (…) Mal Müdürlüğünün 17.10.2006 gün ve 1183 sayılı yazısının 27.10.2006 tarihinde davacıya tebliği üzerine 01.11.2006 tarihinde (…) Asliye Hukuk Mahkemesi kaydına giren dilekçe ile dava açıldığı, Vergi Usul Kanunu’nun “Uzlaşma ve Vergi Mahkemelerinde Dava Açma” başlıklı Ek-7. maddesinin dördüncü fıkrasında, mükellef veya ceza muhatabının uzlaşmanın vaki olmaması halinde uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren dava açabileceği, bu takdirde dava açma müddeti bitmiş veya onbeş günden az kalmış ise bu müddetin tutanağın tebliğinden itibaren onbeş gün uzayacağının kurala bağlandığı, Yasa’da sadece uzlaşmanın vaki olmaması kavramına yer verildiği, Uzlaşma Yönetmeliği’nin 10. maddesinde ise uzlaşmanın vaki olmaması ve uzlaşmanın temin edilememesi hallerinin birlikte düzenlendiği, değinilen Yönetmelikte uzlaşmanın vaki olmamasının komisyon teklifinin mükellefçe kabul edilmemesi, uzlaşmanın temin edilememesinin ise mükellef veya vekilinin uzlaşma komisyonunun davetine icabet etmemesi, komisyona geldiği halde uzlaşma tutanağını ihtirazi kayıtla imzalamak istemesi olarak tanımladığı, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 23.10.1986 gün ve E. 1986/2, K. 1986/2 sayılı kararıyla da uzlaşmanın temin edilememesi durumunda da Ek-7. maddeden yararlanılarak dava açılabileceğinin kabul edildiği, Ek-7. maddede öngörülen onbeş günlük ek süreden, usulüne uygun yapılan uzlaşma başvurusu üzerine uzlaşma görüşmesinde uzlaşmanın vaki olmaması veya uzlaşmanın temin edilememiş olması hallerinde yararlanılabileceği; uzlaşma komisyonu sekre-teryasının uzlaşma isteminin uzlaşma kapsamına girmemesi nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kararları üzerine mükelleflerin Ek-7. maddede tanınan ve onbeş gün olan ek süreden yararlanmalarına yasal olanak bulunmadığı, davacının uzlaşma istemi üzerine uzlaşmaya çağrılmadan, uzlaşmanın temin edilmediği veya uzlaşmanın vaki olmadığı şeklinde bir olgu meydana gelmeden, kesilen cezadan dolayı uzlaşma yapılamayacağı için uzlaşma komisyonu sekreteryası tarafından istemin reddedildiğinin anlaşıldığı, öte yandan uzlaşma isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin kararlar üzerine, kararın tebliğden itibaren 30 gün içinde dava açılabileceği ancak, davacının görülmekte olan (davada sözü edilen işlemi değil, tarhiyatı dava konusu yaptığı, bununla birlikte Ek-7. maddede mükelleflere, uzlaşmaya başvurma süresi geçmeden tarhiyata karşı dava açtıktan sonra uzlaşma talep etme imkanı da verildiği, Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinin 3. fıkrasına göre kesilen vergi ziyaı cezalarını da kapsayan dava konusu cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin 25.09.2006 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacı tarafından 09.10.2006 tarihinde uzlaşma komisyonuna başvurulduğu, söz konusu cezalı tarhiyatın uzlaşma kapsamına girmediği belirtilerek, başvuru ön inceleme sonucunda işin esasının incelenmesine geçilmeden incelenmeksizin reddedildiğinden Ek-7. maddede tanınan ek süreden yararlanılmasına yasal olanak bulunmadığı, her ne kadar davacı, ihbarnamede uzlaşma komisyonu olarak (…) Uzlaşma Komisyonunun yetkili olduğunun belirtilmesi nedeniyle uzlaşmaya gitme hususunda idarece hataya düşürüldüğünü iddia etmişse de, mükelleflerin hangi durumlarda uzlaşma talep edebileceği Yasa’da açık şekilde hüküm altına alındığından ve vergi inceleme raporunda mükellefin uzlaşma isteme hakkının olmadığı ayrıca belirtildiğinden, söz konusu iddiaya itibar edilemeyeceği, 25.09.2006 tarihinde tebliğ edilen ihbarnameye karşı 30 gün olan yasal dava açma süresi geçirildikten sonra 01.11.2006 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenemeyeceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 13.05.2008 gönlü ve E. 2007/2256, K. 2008/2456 sayılı kararıyla; Vergi Usul Kanunu’nun uzlaşma talebinin nasıl inceleneceğini açıklayan Ek-5. maddesinin üçüncü fıkrasında, yapılacak müzakereler sonunda tarafların anlaşmaya varmış olmaları halinin “uzlaşmanın vaki” olması, dördüncü fıkrasında ise, mükelleflerin, uzlaşma komisyonu davetine icabet etmemesi, komisyona geldiği halde uzlaşma tutanağını imzalamaması veya bu tutanağı ihtirazi kayıtla imzalamak istemesi halinin “uzlaşmanın temin edilememesi” olduğunun belirtildiği, her iki halde, uzlaşma tutanağının bir örneğinin ilgiliye verilmesi ya da üç gün içinde tebliğ edilmesinin öngörüldüğü, aynı bölümde yer alan Ek-7. maddenin birinci fıkrasında ise mükellef veya ceza muhatabının, uzlaşma talep ettiği vergi ve ceza için ancak uzlaşmanın vaki olmaması durumunda dava açabileceği kuralına yer verildiği; davacının verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezası ile salınan katma değer vergisi için süresi içinde uzlaşma komisyonuna başvurduğu, uzlaşma komisyonunca davacının talebinin uzlaşma kapsamında bulunup bulunmadığının öncelikle incelenerek bu konuda bir karar verilmesi gerekirken, bu zorunluluğa uyulmaksızın, vergi ve cezanın uzlaşma mevzuu yapılamayacağından söz edilerek istemin reddine ilişkin yazının tarhiyata karşı dava açma süresinin geçmesinden sonra 27.10.2006 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, uzlaşmanın amacının, vergi tarh eden idare ile vergiyi ödeyecek olan yükümlünün uyuşmazlık çıkarmadan anlaşabilmelerini sağlamak olduğu göz önünde bulundurulduğunda, kanun koyucunun uzlaşma davetine katılan ancak uzlaşamayan yükümlü ile uzlaşma davetine katılmakla beraber yasal engellerden dolayı uzlaşmayı temin edemeyen yükümlü arasında, dava yoluna başvurma bakımından bir farklılık yaratmak istediğinin söylenemeyeceği, nitekim Danıştay İçtihattan Birleştirme Kurulunun 23.10.2986 günlü ve E. 1986/2, K. 1986/2 sayılı kararında da bu konu ile ilgili olarak, “uzlaşmanın vaki olmaması” kavramının Ek-5. maddede “uzlaşmanın temin edilememesi” halleri olarak belirtilmiş olan hususları da kapsadığı belirtilerek, daha önce dava açılmamış ise, uzlaşmanın temin edilememesi hallerinde de Ek-7. maddede belli edilen koşullarla dava açma yoluna gidilebileceği yolunda karar verildiğinden, Ek-7. maddede öngörülen onbeş günlük ek dava açma süresinin bu dava için de geçerli olduğunun kabulünün hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesi; Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinin 3. fıkrası uyarınca üç kat vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyatların aynı Yasa’nın Ek-1. maddesinin ilk fıkrasının parantez içi hükmünde açıkça belirtildiği üzere uzlaşma kapsamında bulunmadığı, uzlaşma talebinin incelenmeksizin reddine ilişkin kararlar üzerine mükelleflerin onbeş günlük ek süreden yararlanmalarına olanak bulunmadığı, aksi bir düşüncenin uzlaşma hakkı olmayan mükelleflere dava açma süresi yönüyle diğer mükelleflere nazaran yasada öngörülmeyen bir ayrıcalık sağlayacağı, ayrıca, aynı incelemeye istinaden davacı adına 2001 vergilendirme dönemi için re’sen salınan üç kat vergi zıyaı cezalı gelir vergisi ile aranmayan geçici vergiler üzerinden kesilen vergi zıyaı cezası ve özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin Mahkemeleri kararına karşı yapılan temyiz isteminin, Danıştay Üçüncü Dairesinin 07.05.2008 gün ve E. 2007/1427, K. 2008/1471 sayılı kararıyla reddedildiği ve süresinde karar düzeltme talebinde bulunulmadığı için kararın kesinleştiği gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı davacı taralından temyiz edilmiş; ihbarnamede uzlaşma komisyonu olarak (…) Uzlaşma Komisyonunun gösterilmesi nedeniyle uzlaşma istendiği, bu şekilde idarenin davacıya açıkça uzlaşma hakkı tanıdığı, idarenin iradesine güvenip uzlaşma başvurusunda bulunan davacının aleyhine sonuç doğmasının hakkaniyete aykırı olduğu, şayet uzlaşma vaki olsaydı, ihbarnamedeki bu ibarenin geçerli sayılıp sayılmayacağı hususunun gözardı edilemeyeceği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Karar: Elde ettiği hâsılatı kayıt ve beyan dışı bıraktığı saptanan davacı adına Mayıs, Temmuz ila Aralık 2001 ve Ocak 2002 dönemleri için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine karşı açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenemeyeceği gerekçesiyle reddine ilişkin vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, vergi mahkemelerinde dava açma süresinin otuz gün olduğu; Vergi Usul Kanunu’nun Ek 1. maddesinde, aynı Yasa’nın 344. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve cezaların uzlaşma konusu yapılamayacağı, Ek 7. maddesinde ise, müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi ve ceza için ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesinde dava açabileceği, bu takdirde, dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddetin tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün uzayacağı, mükellef veya ceza muhatabının aynı vergi ve ceza için uzlaşma talebinden önce dava açması halinde, davanın, uzlaşma isteminin sonuca bağlanmasından önce vergi mahkemelerince incelenemeyeceği; herhangi bir sebeple incelenip karara bağlanması halinde bu kararın hükümsüz sayılacağı kurala bağlanmış; 03.02.1999 tarih ve 23600 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Uzlaşma Yönetmeliğinin 10. maddesinde ise sekreteryanın, uzlaşma isteminin usulüne uygun şekilde ve müddeti içinde yapılıp yapılmadığını, komisyonun yetkisi içinde bulunup bulunmadığını inceleyeceği, usule uygun şekilde yapılmadığını veya uzlaşma komisyonunun yetkisi dışında bulunduğunu tespit ederse talebi reddedeceği düzenlenmiş; Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 23.10.1986 gün ve E. 1986/2, K. 1986/2 sayılı kararında da, Vergi Usul Kanunu’nun Ek 5. maddesinde sözü edilen uzlaşmanın temin edilememesi hallerinde de Kanun’un Ek 7. maddesi hükmünden yararlanılarak dava açılabileceği karara bağlanmıştır.
Yukarıdaki düzenlemeler ve Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı karşısında; “uzlaşmanın vaki olmaması” veya “uzlaşmanın temin edilememesi” hallerinden biri sebebiyle Vergi Usul Kanunu’nun yukarıda sözü edilen Ek 7. maddesinden yararlanılarak ek onbeş gün içinde vergilendirmeye karşı dava açılabilmesi için her şeyden önce, usulüne uygun yapılmış bir uzlaşma başvurusunun bulunması gereklidir. Zira Ek 7. maddede belirtilen onbeş günlük süre; otuz gün olan dava açma süresinde uzlaşma yoluna başvurmakla birlikte dava açmayanlara, uzlaşmaya varılamaması halinde ve dava açma süresi geçmiş olması durumunda dava açma imkanı tanıyan ek süre olup; uzlaşma komisyonunun yetkisine girmemesi nedeniyle komisyonca görüşülmeksin reddedilen uzlaşma istemlerinin konusunu oluşturan ve dava açma süresi geçirilen vergi veya cezaların yetkili vergi mahkemesinde davaya konu yapılabilmesini kapsamamaktadır.
Üçüncü şahıslar adına açılan hesaplarda izlediği hasılatını kayıt ve beyan dışı bırakması nedeniyle davacı adına Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinin 3. fıkrası uyarınca resen salınan üç kat vergi zıyaı cezalı katma değer vergisinde uzlaşma istemi, başvuruya konu vergilendirmenin uzlaşma kapsamı dışında kalmasından dolayı incelenmeksizin reddedildiğinden, uzlaşmanın vaki olmadığından veya uzlaşmanın temin edilemediğinden söz etmek mümkün değildir. Öte yandan, iddia edildiği üzere ihbarnamede uzlaşma merciinin gösterilmesinin de yasadan dolayı kapalı olan uzlaşma yoluna başvurulmasını olanaklı kılmayacağı açıktır. Vergi Usul Kanunu’nun Ek 1. maddesinden dolayı uzlaşma konusuna girmediği tartışmasız olan ihtilafta, Vergi Usul Kanunu’nun Ek 7. maddesinde yer alan onbeş günlük ek sürenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Davacıya 25.09.2006 tarihinde tebliğ edilen ihbarnamelerde yer alan vergilendirmeye karşı 30 gün olan dava açma süresi geçirildikten sonra 01.11.2006 tarihinde açıları davanın süre aşımı nedeniyle incelenmesine olanak bulunmamasına dayanılarak verilen ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine, oyçokluğu ile karar verildi(*).
(*) X- KARŞI OY: Israr kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesi’nin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
XX- KARŞI OY: Üçüncü şahıslar adına açtırdığı hesaplar üzerinden elde ettiği hasılatı beyan dışı bıraktığı ileri sürülerek 2001 ve 2002 yıllarının muhtelif dönemleri için re’sen takdir yoluyla, üç kat vergi zıyaı cezalı olarak yapılan katma değer vergisi tarhiyatlarına karşı uzlaşma istendiği, bu istemin reddi yolundaki (…) Mal Müdürlüğünün 17.10.2006 tarih ve 1183 sayılı yazısının tebliği üzerine Vergi Mahkemesinde tarhiyatların kaldırılması istemiyle dava açıldığı, dava açma suresinin geçtiği açıklanarak süreaşımı bedeniyle davanın reddedildiği kararı temyizen inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesince kararın bozulması üzerine Mahkemece, süreaşımı nedeniyle davanın reddi yolundaki kararda ısrar edildiği ve kararın davacı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Dava dosyasında bulunan ve (…) Vergi Dairesince düzenlendiği görülen dava konusu işlemlerin dayanağı ihbarnamelerin tetkikinden, ihbarnamenin alt kısmında “dava mercii (…) Vergi Mahkemesidir. Uzlaşma mercii (…) Uzlaşma Komisyonudur” açıklamasına yer verildiği saptanmıştır, Dolayısıyla idarece düzenlenerek kendisine tebliğ edilen işlem ile uzlaşmaya başvurabileceği ve uzlaşma merciinin de (…) Uzlaşma Komisyonu olduğu belirtilmek suretiyle, davacı, idare tarafından yanıltılmıştır. Bu durumda, uzlaşmaya başvuran davacının, uzlaşma hakkının olmadığından bahisle Vergi Mahkemesinde açtığı davanın süreaşımı nedeniyle reddinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Aksinin düşünülmesi, ihbarnamede yer alan verginin türü, tarh edilen miktarı ve diğer yer alan bilgiler konusunda da tereddüt bulunduğunun ve davacının hangi bilgiyi esas alıp hangi bilgiyi esas almayacağı yönünden çelişkiye düşeceği sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Bu bakımdan, idarece yanıltılmış olan davacının davasını süresinde açtığının kabulü ve ısrar kararının bozulması gerekeceği düşüncesi ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.
—————————————————————————————————————————————————————————-
(*)Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu
Tarih : 20.11.2009
Esas No : 2008/862
Karar No : 2009/575
VUK Ek Md. 7
Adres:Rağıp Tüzün Mah.Taşkın Sok.No:20 Yenimahalle/ANKARA Tel:(+90 312) 344 98 22 Mail:[email protected]
Tüm hakları ©2009-2010 Kanber KILINÇ Serbest Muhasebeci Mali Müşavir üzerinde saklıdır.