TELİF HAKLARINDAKİ ARIZİLİK VE DEVAMLILIK UNSURU

Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde; “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden müstesnadır.

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez. Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanun’un 94. maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.” hükmü yer almaktadır.

Bakanlığın serbest meslek faaliyetinde devamlılık için getirdiği kriterler, ticari kazançta devamlılığın var olup olmadığını tespit için getirdiği kriterlerle oldukça benzeşmektedir. Oysa ticari faaliyetle serbest meslek faaliyeti birbirinden tamamen farklı nitelikler taşıyan faaliyetler olup, Gelir Vergisi Kanunu’nda ticari kazançların düzenlendiği hükümler ile serbest meslek kazançlarının düzenlendiği hükümler de birbirinden tamamen farklıdır. GVK’nın 66. maddesinde; serbest meslek erbabı, serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler şeklinde tanımlanmıştır.

Bu tanımın iki önemli unsuru vardır.

Birinci unsur; faaliyetin mutad yapılması ki, bir yılda birden fazla eser yaratılması bu faaliyetin mutad olarak yapıldığı anlamına gelmez. Zira, “mutad” ibaresi sözlükte, adet olmuş, her vakit yapılan şey olarak açıklanmıştır.

İkinci unsur ise, mutad olarak yapılan faaliyetin aynı zamanda meslek olarak yapılması gerektiği hususudur. Meslek ise, Türk Dil Kurumu sözlüğünde “bir kimsenin yaşamını sürdürmek, geçimini sağlamak için yaptığı şey” olarak tanımlanmıştır.

Şu halde, maddede kullanılan “mutad meslek” tabiri ile icra edilen faaliyetin asli uğraşı konusu olması amaçlandığından, telif kazancı elde etme şeklindeki serbest meslek faaliyetinin bir işyeri açmadan veya benzeri bir organizasyona girmeden yılda bir kaç kez tekrarlanmış olmasının “arızilik” vasfını bozmayacağı ve dolayısıyla katma değer vergisine tabi tutulmayacağı kabul edilmelidir.

Telif hakkı sahibinin faaliyeti süreklilik taşıyor ve hasılatını GVK’nın 94. maddesinde tevkifat yapmakla yükümlü bulunanlar dışında kalanlardan da elde ediyorsa, serbest meslek makbuzu düzenlemesi ve kazancını da serbest meslek kazanç defteri ile belirlemesi gerekir

Faaliyetin devamlı veya arızi olmasının sonuçları, katma değer vergisi ve geçici vergi açısından da son derece önemlidir. Çünkü telif kazancı getiren faaliyet, arazi nitelik taşıyorsa vergi dışı kalacak ve katma değer vergisi mükellefiyeti doğmayacaktır. Faaliyet süreklilik taşıdığı takdirde, hasılat serbest meslek kazancı olacağından ayrıca katma değer vergisi mükellefiyeti doğacaktır.

Faaliyetin devamlı olup olmaması, birçok yönden önem taşımasına rağmen, “devamlı sayılmanın” ölçütleri Kanun’da yer almadığı gibi, genel tebliğlerde de konuya gerekli açıklık getirilmemiştir. Ancak, özellikle Katma Değer Vergisi Kanunu yürürlüğe girdikten sonra, bu konudaki tereddütler telif kazancı sahiplerince Maliye Bakanlığı’na münferit müracaatlarla aktarılmış olup devamlılık ve arızilik ayrımı Bakanlıkça ilk defa bir esasa bağlanmıştır.

Maliye Bakanlığı’nca devamlılık-arızilik ayrımı yapılırken; devamlılık unsurunun mevcudiyeti için aynı yılda veya birbirini izleyen yıllarda birden fazla eser meydana getirilmesi durumlarına bakılması gerekeceği belirtilmiştir. Diğer bir ifadeyle, bir yılda birden fazla veya birbirini izleyen yıllarda arka arkaya en az bir eser meydana getirenlerin bu faaliyetleri devamlılık arz ediyor kabul edilecek ve elde ettikleri kazançlar da serbest meslek kazancı olarak vergiye tabi tutulacaktır.

Maliye Bakanlığı verdiği muktezalarda görüşünü böyle belirtmiş ve uygulamaya bu şekilde yön vermişse de, bu konuda farklı görüşler de vardır. Şöyle ki; serbest meslek erbabının tanımlandığı GVK’nın 66. maddesinde, serbest meslek faaliyetinin devamlı olup olmadığı konusundaki yaklaşım ticari faaliyete nazaran daha yumuşaktır. Maddede kullanılan “mutad meslek halinde ifa” tabiri, faaliyetin devamlılığından söz edilebilmesi için bu işin asli uğraşı konusu olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu nedenle serbest meslek işinin yılda bir kaç kere tekrarlanmış olması, faaliyetin mutad yapıldığı anlamına gelmez. Hele işi yapanın bir yerde ücretli olarak çalışıyor olması gibi farklı bir asli işi varsa, tekrar keyfiyetinin faaliyeti sürekli hale getirmeyeceği daha da belirgindir. İşin yapılmasının uzun vakit alması da tek başına ölçü teşkil etmez. Mesela bir şirkette yönetici olarak çalışan şahıs, boş vakitlerinde çalışmak suretiyle ve ücret karşılığında üçüncü kişi için fizibilite raporu veya muhasebe planı hazırladığında, işin uzun sürmüş olması nedeniyle arızilik vasfının kaybolduğu, KDV’nin konusuna giren mutad mesleki faaliyette bulunduğu söylenemez. Arızi nitelikteki serbest meslek işi ise KDV’nin konusu dışındadır.

Benzer Konular:

  1. GAYRİMENKUL ALIM SATIM FALİYETLERİNDE DEVAMLILIK UNSURU
  2. YURT DIŞINDAN ALINAN TELİF HAKLARINDAKİ VERGİ
  3. BİNEK OTOLARDA ÖTV GİDER UNSURU MUDUR?
  4. Özel İstihdam Bürosu ve Eğitim danışmanlığı Faaliyetlerin Nasıl Vergilendirileceği
  5. 2009 SERBEST MESLEK KAZANÇLARI VERGİ REHBERİ
line
footer

Ankara İrtibat Telefonu : (+90 312) 344 98 22 - © 2011 Tüm Hakları Saklıdır.