Şirket Ortaklarının Sorumlulukları

KANUNİ TEMSİLCİ Tanımı;Bu çalışmamızda kanuni temsilcileri daha ziyade limited ve anonim şirketlerin ortak ve yöneticileriyle sınırlı olarak ele alacağız.
Bu açıklamaya göre; vergi kanunları bakımından kanuni temsilci, mükellef ve vergi
sorumlularının vergi ile ilgili ödevlerinin zamanında ve eksiksiz yerine getirilmesi konusunda,
vergi kanunlarıyla yükümlü kılınan kişi olarak tanımlanabilir.
Kimler kanuni temsilcidir?
a Yönetim kurulu
Genel olarak şirketin temsili yetkisi yönetim kuruluna aittir.
Kanun veya ana sözleşme ile temsil yetkisi verilen bu organların dışındakiler, örneğin,
anonim şirketlerin ortakları ve kurucu ortakları, şirketin vergi ile ilgili ödevlerinden kanuni
temsilciler gibi sorumlu tutulamazlar.
Temsil yetkisi, tüzel kişinin amacına ve konusuna uygun her türlü işleri ve hukuki işlemleri,
tüzel kişi adına yapma ve tüzel kişinin ünvanını kullanma hakkı verir.
b Yetkinin yönetim kurulu üyelerinden bir kısmına veya kurul dışından birine
bırakılması
Türk Ticaret Kanunu hükümlerince, anasözleşme hükümleriyle ya da yönetim ve genel
kurullarının kararları ile yönetim kurulunun sınırlı sayıda üyesine veya bu kurul dışında bir
kişiye bırakılabilir.
Örneğin; Türk Ticaret Kanununun 317 nci maddesine göre, anonim şirket, yönetim kurulu
tarafından temsil edilir. Bununa birlikte, şirket esas mukavelesinde, bu yetki, yönetim kurulu
üyeleri arasında taksim edilebileceği gibi, üyelerden yalnızca birine de bırakılabilir. Hatta,
temsil yetkisinin, şirkette pay sahibi olmayan müdürlere bırakılması da olanaklıdır (TTK. Md.
319).
Temsil yetkisinin yönetim kurulu üyelerinden birine veya birkaçına ya da yönetim kurulu
üyesi olmayan müdüre, kısmen veya tamamen bırakılması durumunda, diğer üyelerin,
terkettikleri temsil yetkisini herhangi bir nedenle kullanmalarına olanak yoktur. Sadece, bu
yetkinin gereği gibi kullanılıp kullanılmadığını denetleyebilirler. Ancak, yetkinin gereği gibi
kullanılmamasından dolayı sorumlu tutulamazlar (TTK. Md.336).
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları

Bu nedenle, tüzel kişinin vergi ile ilgili ödevlerini kendisine temsil yetkisi bırakılanların yerine
getirmemelerinden dolayı (temsil yetkisini devreden) diğer üyelerin sorumlu tutulamamaları
gerekir. Ancak; üzerinde temsil yetkisi bulunmayan yönetim kurulu üyelerinin bu sıfatları
devam ettiğinden, yerine getirilmesi karar organı sıfatıyla yönetim kuruluna ait olan vergi
ödevlerinin yerine getirilmemesinden dolayı, koşulları varsa, bu üyeler de sorumlu
tutulabilirler.
c Yönetim kurulu üyelerinden birinin veya bir üçüncü kişinin yetkili sayılması
kanuni temsilcilik sıfatının devri midir?
İlgili kanun, tüzük veya anasözleşme ile kim kanuni temsilci olarak belirlenmişse, temsil
edilenin vergi ile ilgili ödevlerini o yerine getirmek zorundadır. Anonim şirketlerin temsil
yetkisinin bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya yönetim kurulu üyesi olmayan müdüre
devri örneğinde, idare ve temsil yetkisinin şirket yönetim kuruluna ait olduğunu söyleyen de
(TTK Md. 317); bu yetkinin, yönetim kurulu üyelerinin bir veya birkaçına ya da yönetim kurulu
üyesi olmayan müdüre devrine olanak sağlayan da kanundur (TTK. Md. 319). Kanunun
öngördüğü usule uygun olarak müdür tayin edildiğinde, şirketi temsil ve idare yetkisi artık
yönetim kurulu üyelerine değil, bu müdüre aittir. Dolayısıyla; ortada, kanuni temsilcilik
sıfatının getirdiği yükümlülük ve sorumlulukların devri değil; sıfatın kendisinin devri
sözkonusudur. Kanuni temsilcilik sıfatı, özel kanun, tüzük ve anasözleşme hükümlerine göre
kimde ise, temsil edilenin vergi ile ilgili ödevlerini yerine getirme görevi ve bu ödevlerin yerine
getirilmemesinden doğan sorumluluk da ondadır. Esasen; kanuni temsilcilik sıfatının
devredilemeyeceği kabul edilecek olunursa, yönetim kurulu üyesi olmayan, hatta ortaklık
sıfatı dahi bulunmayan şirket müdürünün Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca
sorumlu tutulması olanaksızlaşır. Oysa; uygulama, şirket müdürünün anılan maddeye göre
sorumlu tutulabileceği yolundadır.
d Limited şirketlerin temsilcileri
Türk Ticaret Kanunun 540. maddesinin ilk fıkrasına göre, aksi kararlaştırılmadıkça, ortaklar,
hep birlikte, müdür sıfatıyla limited şirketin işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve
mecburdurlar. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de, şirket mukavelesi veya umumi heyet
kararı ile limited şirketin idare ve temsilinin ortaklardan birine veya birkaçına bırakılması
olanaklıdır. Görüldüğü üzere, kendilerine, kanunla şirketi idare ve temsil yetki ve görevi
verilen limited şirket ortakları, yine kanunun izni ile, bu yetki ve görevlerini şirket
mukavelesinde veya umumi heyet kararına dayanarak diğer ortak veya ortaklara
devredebilmektedirler.
Üzerlerindeki idare ve temsil yetki ve görevini diğer ortak veya ortaklara devreden limited
şirket ortaklarının, ortaklıktan başka sıfatları kalmamaktadır. Ancak aşağıda daha detaylı
olarak açıklanacağı üzere, şirketin ödenmeyen vergi borçlarından dolayı kanuni temsilci gibi
sorumlu tutulması olanaklı olmayan bu ortakların, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü
Hakkındaki Kanunun 35. maddesi uyarınca ortaklık sıfatları dolayısıyla sorumlulukları söz
konusudur.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları

3 Kanuni temsilcilerin ödevleri
Bir tüzel kişilik olan şirketlerin vergi mükellefi veya vergi sorumlusu (bir başkasından vergi
kesip yatırmakla yükümlü) olmaları halinde, şirketlere düşen ödevler bunların kanuni
temsilcileri tarafından yerine getirilirler.
4 Mükelleflerin ödevleri nelerdir?
Şirkete düşen ödevlerin kanuni temsilci tarafından yerine getirileceğini belirtmiştik. Bu
aşamada şirketlerin vergi ile ilgili ödevleri üzerinde kısaca durmak gerekirse bu ödevleri
şöyle özetleyebiliriz:
- Bildirim mükellefiyeti
- İşe başlamayı bildirme,
- Değişiklikleri bildirme,
- İşi bırakmayı bildirme,
- Tasfiye ve iflası bildirme,
- Nakli bildirme,
- Ölümü bildirme,
- Bina ve arazideki değişiklikleri bildirme,
- Defter tutma mükellefiyeti
- Vesika (belge) alma, düzenleme mükellefiyeti
- Muhafaza ve ibraz mükellefiyeti
- Bilgi verme mükellefiyeti.
Tüm bu mükellefiyetlerin amacı verginin tam ve zamanında beyan ve ödenmesine yöneliktir.
II KANUNİ TEMSİLCİLERİN VERGİLERDEN SORUMLULUĞU
1 Sorumluluk
Bu ödevlerine yerine getirilmemesi yüzünden şirketten alınamayan vergi ve buna bağlı
gecikme zammı, gecikme faizi, ceza vb. alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyen kanuni
temsilcilerin varlıklarından alınır (VUK 10).
2 Geri alabilme (rücu) imkanı
Şirketin kanuni temsilcisinin, bu şekilde ödediği vergiler için şirkete başvurabilme hakkı
vardır.
Ancak, kanuni temsilciye şirketin mal varlığından takibe konu borcun alınamamış olması
nedeniyle başvurulmuş olduğundan, uygulamada, ödenen bu tür borçların şirketten geri
alınabilirliği şüphelidir.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları
III KANUNİ TEMSİLCİLERİN CEZALARDAN SORUMLULUĞU
Vergi kanunlarında para cezaları yanında hapis cezaları da öngörülmüştür.
Cezaların şahsiliği prensibi uyarınca hapis cezaları fiilleri işleyenler hakkında uygulanırken
para cezalarında daha farklı kıstaslar söz konusu olacaktır.
1 Para cezaları
a Vergi ziyaı suçu ve cezası:
Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca eksik ödenen verginin bir katına, bu verginin
normalde ödenmesi gerektiği tarihten cezaya ilişkin ihbarnamenin düzenlendiği tarihe kadar
tahakkuk eden gecikme faizinin yarısının eklenmesi suretiyle hesaplanan vergi ziyaı cezası,
Anayasa Mahkemesi’nin 20 Ekim 2005 tarihinde yayınlanan 2001/3 esas ve 2005/4 karar
sayılı gerekçeli kararıyla iptal edilmiştir.
İptal hükmü kararın resmi gazetede yayınlandığı 20 Ekim 2005 tarihinden itibaren altı ay
sonra yürürlüğe girecektir.
Maliye Bakanlığı 10 Kasım 2005 tarihinde yayınladığı 22 Sayılı VUK Sirküleri ile iptal edilen
hükmün altı aylık süre boyunca yürürlükte kalacağı ve bu sürede gerek tarhiyat aşamasında
bulunan, gerekse bu tarihten sonra yapılacak tarhiyatlar için halen yürürlükte olan vergi ziyaı
cezası kesilmesi suretiyle işlem yapılacağı belirtilmiştir.
Devam eden yargılamalarda ise, uygulamada, dava kararının Anayasa Mahkemesi’nin iptal
kararının yürürlüğe gireceği tarihe kadar ertelendiği, geciktirildiği görülmektedir.
b Hileli suçlarda ceza:
Verginin eksik ödenmesi, kanunda tarif edilen bir kısım hileli fiillerle gerçekleştirilmiş ise vergi
ziyaı cezası üç kat olarak alınır.
c Hileli suçlara iştirak edenlerin cezası:
Hileli suçlara iştirak edenlere de asıl suçluya uygulanan vergi ziyaı cezası kadar ceza
uygulanır.
d Usulsüzlük cezaları:
Kanunda tarif edilmiş fiillerin işlenmesi halinde, bu fiil için öngörülmüş cezalar
uygulanmaktadır.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları

e Özel usulsüzlük cezaları:
Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer bir kısım şekil ve usul
hükümlerine uyulmaması halinde verilecek cezalar ayrıca düzenlenmiştir.
Özel usulsüzlük olarak tarif edilen fiillerin cezası usulsüzlüğe göre daha ağırdır.
2 Hapis cezaları
a 6 a y – 3 yıl hapis cezası:
• Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapma,
• İlgisiz kişiler adına hesap açma,
• Kayıtları başka defterlerde izleme,
• Defter, kayıt ve belgeleri tahrif etme veya gizleme,
• Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma,
hallerinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir.
i) Hapis cezasının para cezasına çevrilmesi
Bu ceza para cezasına çevrilebilir, ancak ertelenemez.
Hapis cezası para cezasına çevrilirken her bir gün için asgari ücretin bir aylık brüt tutarının
yarısı esas alınır. Hükmolunan bu para cezası ertelenemez.
ii) Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kavramı
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte
bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan
belgedir.
• Alt, üst nüshalarda farklı tutarlara yer verilmesi,
• Belgenin daha yüksek veya düşük tutarla tanzimi,
• Belgenin daha yüksek veya düşük miktarlarla tanzimi
bu duruma örnek olarak verilebilir.
b 18 a y – 3 yıl ağır hapis cezası:
• Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler,
• Defter sahifeleri yerine başka yapraklar koyanlar,
• Sahte belge düzenleyenler,
• Sahte belge kullananlar,
• Maliye Bakanlığı ile anlaşması olmadığı halde belge basanlar,
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları

• Belgeyi sahte olarak basanlar,
hakkında 18 aydan üç yıla kadar ağır hapis cezası uygulanır.
i) Erteleme ve para cezasına çevrilme
Bu cezanın para cezasına çevrilmesi veya ertelenmesi konusunda genel hükümler cari
olacaktır.
ii) Sahte belge kavramı
Sahte belge, gerçek muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen
belgedir.
• Vergi matrahını azaltmak,
• Bir kısım belgelenemeyen giderler yerine kaim olmak,
• Daha az KDV ödemek,
• Daha fazla KDV iadesi almak,
• Diğer teşviklerden faydalanmak,
• Vergi iadesi alabilmek vb.
nedenlerle sahte belge kullanılabilmektedir.
c Pişmanlık hükümlerinden yararlanma
Yukarıda a ve b bentlerinde özetlenen suçları ilgili makamlara bildirenler hakkında bu
cezalar uygulanmaz.
d Hapis cezası halinde vergi ziyaı cezası uygulaması
Hapis cezası gerektirecek bir suçu işleyenler hakkında yukarda sayılan cezaların
uygulanması vergi ziyaı cezasının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
3 İştirak, azmettirme
a Maddi menfaat gözeterek iştirak
Hileli vergi suçlarında, kanunda tarif edilen fiillerin icrasına maddi bir menfaat temini
gayesiyle iştirak halinde iştirak eden o fiile mahsus hapis cezası ile cezalandırılır.
b Maddi menfaat gözetmeksizin iştirak
Hileli vergi suçuna maddi bir menfaat gözetmeksizin iştirak edenlere, ilgili fiil için kanunda
öngörülen cezanın ¼’ü hükmolunur.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları
c Azmettirme
Hileli vergi suçlarını işlemeye azmettirenlere de fiile mahsus ceza hükmolunur.
4 Hangi hallerde para cezaları için kanuni temsilciye başvurulabilinir?
Şirketin mal varlığından karşılanamayan para cezaları için, kanuni ödevlerini yerine
getirmeyen kanuni temsilcilerin mal varlıklarına yönelinebilecektir.
5 Hangi hallerde kanuni temsilci hapis cezalarına muhatap olabilecektir?
Cezaların şahsiliği prensibi gereği, hürriyeti bağlayıcı cezaların doğrudan fiilleri işleyenler için
hükmolunacak olması tabiidir.
Ancak şirketin ortak ve şirketi temsile yetkili yöneticileri her zaman, menfaatin tarafı
olmalarından hareketle, işletmede işlenen suçlardan dolayı kolayca suçlanabilecekler,
kendilerini de savunmaları kolay olmayacaktır.
6 Tahsilat kanununda öngörülen cezalar
a Tahsile engel olma suçu:
Vergi vb. kamu alacağının tahsili için takip muamelelerine başlanmış, tahsile engel olmak
veya zorlaştırmak maksadıyla malların bir kısmı veya tamamı satılmak veya gizlenmek vb.
usullerle yok edilir ve alacağın tahsili mümkün olmazsa bu fiilleri işleyenlere hapis cezası
uygulanır.
i) Üç aydan üç yıla kadar hapis (kaçırılan mal fahiş veya az değilse),
ii) Dörtbuçuk aydan dört buçuk yıla kadar hapis (kaçırılan mal fahiş ise),
iii) Bir buçuk aydan bir buçuk yıla kadar hapis (kaçırılan mal az ise)
cezasına hükmolunabilir.
b Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu:
Vergi vb. kamu alacakları için takibe geçen idareler ya borcun ödenmesini ya da mal
bildiriminde bulunulmasını isterler.
Mal bildiriminde bulunulmuş ancak bildirimin gerçeği yansıtmadığı sonucuna varılmışsa
gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlara bir aydan bir seneye kadar hapis cezası verilir.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları
c Mal edinme ve artmalarını bildirmeme suçu:
Mal bildiriminden sonra, vergi borcu bitene kadar edinilen mal ve gelirlerin idareye
bildirilmesi zorunluluğu vardır.
Bu zorunluluk yerine getirilmezse ve bu nedenle tahsilat engellenmiş veya zorlaşmış ise bir
aydan bir yıla kadar hafif hapis cezası verilir.
d Vergi borçlusuna ait elindeki malları bildirmeme suçu:
Talebe rağmen, vergi borçlusuna ait olup ellerinde mal bulunanların bu malları idareye
bildirmemesi halinde 15 günden 6 aya kadar hafif hapis cezası verilir.
e Mal bildiriminde bulunmama halinde hapsen tazyik:
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu 7 günlük müddet içinde borcunu ödemediği ve
mal bildiriminde de bulunmadığı takdirde mal bildiriminde bulununcaya kadar bir defaya
mahsus olmak ve üç ayı geçmemek üzere hapisle tazyik olunur.
f İstenen bilgileri vermeme suçu:
Malı olmadığını bildiren borçlu en geç 15 gün içinde en son merkez ve iş adreslerini, varsa
diğer devamlı mükellefiyetleri bulunduğu idareleri bildirmek mecburiyetindedir. Makul bir özre
dayanmadan bu görevi yerine getirmeyenler bir aya kadar hafif hapis cezası ile
cezalandırılır.
IV TASFİYE DÖNEMİNDE SORUMLULUK
1 Tasfiye öncesi borçlardan sorumluluk
Şirketin tasfiye ediliyor veya edilmiş olması kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden
önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.
2 Tasfiye döneminde kim sorumludur?
Tasfiye memurları tasfiye döneminde doğan vergi vb. yükümlülüklerden ilk elde
sorumludurlar.
Vergi yükümlülüklerini yerine getirmeden alacaklılara ödeme veya ortaklara paylaştırma
yapamazlar.
Aksi takdirde ödenmemiş olan bu vergilerin asıl ve zamları ile cezalarından şahsen ve
müteselsilen sorumlu olurlar.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları
3 Tasfiyeden pay alan ortağın sorumluluğu
Vergi aslı ve vergiye bağlı diğer borçlar, kendilerine paylaştırma yapılan ortaklardan da
aranılabilir.
Ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına müracaat
olunmaz.
Tasfiye memurları, ödedikleri vergiler nedeniyle, tasfiyeden pay almış bulunan ortaklara
başvurabilir.
4 Tasfiyeden pay almış bulunan alacaklıların sorumluluğu
Tasfiye memuru, şahsen karşıladığı vergileri, pay almış bulunan ortaklardan
karşılayamamışsa, alacaklarını tamamen veya kısmen tahsil etmiş alacaklılara
başvurabilecektir.
5 Tasfiye memurlarının tasfiye dönemi sonrasında sorumlulukları
Tasfiye sonrası, kural olarak tasfiye olunan şirketin hesapları vergi incelemesine tabi tutulur.
İncelemenin neticesi tasfiye memuruna bildirilir. İnceleme raporuna göre tahsili gereken
vergilerin tamamı tahsil edilene kadar tasfiye memurunun sorumluluğu devam eder.
V ORTAKLARIN KUSURSUZ SORUMLULUĞU
1 Ortaklık payları nedeniyle sorumluluk
Anonim şirket ortakları, vergi borçları nedeniyle ilk etapta taahhüt ettikleri sermaye payı
nispetinde sorumludurlar.
Daha önceki bölümlerde şirketi temsil yetkisi bulunan ortaklarla ilgili açıklamalarımız da
dikkate alındığında bunun anlamı, şirketi temsil yetkisi bulunmayan ortaklar için (limited
şirket ortakları hariç) sorumluluğun sınırlı olduğudur.
2 Limited şirket ortaklarının sorumluluğu
Limited şirket ortakları, şirketten tahsil imkanı bulunmayan vergi borçlarından sermaye
hisseleri oranında doğrudan doğruya, tüm malvarlıkları ile sorumludurlar (AATUHK 35).
Doğrudan doğruya sorumluluğun anlamı şahsi mal varlığı ile sorumluluktur. Dolayısıyla,
limited şirket ortakları kusurlu olsun olmasınlar borçlardan dolayı sorumlu tutulabileceklerdir.
Bu nedenle diğer şirket tiplerine nazaran limited şirket ortaklığı daha riskli hale gelmiştir.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları

3 Ortakların şirkete olan borçları nedeniyle sorumlulukları
Şayet yönetici veya ortakların şirkete borçları varsa, alacaklı vergi idaresi bu yöneticiler ve
ortaklar nezdinde de takibe geçebileceklerdir.
Böyle bir takip için kusur, kanuni ödevleri yerine getirmiş olma veya alacağın şirket mal
varlığından tahsil edilememiş olması vb. şartlar aranmayacak, doğrudan takibata
geçilebilecektir.
VI BAŞKASININ FİİLLERİ NEDENİYLE SORUMLULUK
1 Ödediğiniz KDV’yi birkez daha ödemek zorunda kalabilirsiniz
Mal veya hizmet satın alırken fatura bedeli ile birlikte ödediğiniz KDV, karşı tarafça Devlete
intikal ettirilmemişse bu KDV’nin tarafınızdan tekrar ödenmesi talebi ile karşı karşıya
kalabilirsiniz.
Mali İdarenin yaklaşımının aksine yargıda bir ilişkinin varlığı aranmaktadır. Yargı kararlarına
göre, mal veya hizmet gerçekten alınmış, bedel de gerçekten ödenmiş ve bu konularda da
ihtilaf yok ise KDV’nin tekrar aranamayacağı görüşündedir.
Yönetici ve ortaklar için doğrudan bir sorumluluk söz konusu olmamakla birlikte, şayet böyle
bir taleple karşılaşan şirket talebe konu vergiyi ödeyemezse ortak veya yöneticilerin mal
varlıklarına yönelinmesi mümkündür.
2 Sizden kesilen stopajı da tekrar ödeyebilir veya indirim olarak dikkate
alamayabilirsiniz
Aynı hukuki düzenleme çerçevesinde, “Hazine’ye intikal etmeyen verginin indirim ya da
iadesi söz konusu olamaz.” yaklaşımından hareketle, KDV’dekine benzer işlemlerle
karşılaşmanız mümkün olabilecektir.
KDV konusunda yaptığımız açıklamaların burada da geçerli olduğunu düşünüyoruz.
VII YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN SORUMLULUĞU
1 YMM’lerin Devlete karşı sorumluluğu
3568 sayılı Kanun ve Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde, YMM’ler, tasdik ettikleri
dönem ve konu ile sınırlı olmak üzere, tasdikini yaptıkları şirketlerin, daha sonra incelenmesi
neticesinde ortaya çıkan ilave vergi, ceza ve faizlerinden dolayı müşterek, müteselsil
sorumludurlar.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları
2 YMM’lerin müşterilerine karşı sorumlulukları
Tasdik edilen dönemle ilgili olarak daha sonra ilave vergi, ceza, faiz ödemek zorunda kalan
mükellefler, kendilerini zarara uğrattığı gerekçesi ile, özel hukuk hükümleri çerçevesinde,
ödedikleri ceza ve faizlerin kısmen veya tamamen YMM tarafından karşılanması talebiyle
yargıya başvurabileceklerdir.
3 Rücu imkanı
Müteselsil sorumluluk çerçevesinde vergi idaresine vergi veya ceza ödeyen YMM, haksız
ödediğini düşündüğü kısım için mükelleften talepte bulunabilecektir.
Bu konuda ortaya çıkabilecek çekişme özel hukuk kurallarına göre yargıda
çözümlenebilecektir.
VIII YABANCI KURUM VE ŞAHISLARIN TEMSİLCİLERİNİN SORUMLULUKLARI
1 Vergiler nedeniyle sorumluluk
Kanuni ve iş merkezi Türkiye dışında bulunan bir kurum ya da kişinin Türkiye’deki temsilcisi,
bu kurum veya kişinin ödenmemiş vergilerinden sorumludur.
2 Para cezaları nedeniyle sorumluluk
Para cezalarının takibinde vergilerde olduğu gibi hareket edilir.
İlk etapta şirketin mal varlıklarına gidilir. Daha sonra, kanuni ödevlerini yerine getirmemiş
olan temsilciye yönelinilebilinir.
3 Hürriyeti kısıtlayıcı cezalar nedeniyle sorumluluk
Cezaların şahsiliği prensibi gereği, temsilci ancak işlediği fiiller nedeniyle
cezalandırılabilecektir.
IX. YENİ TÜRK CEZA YASASI İLE GETİRİLEN SORUMLULUKLAR
26 Eylül 2004 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Ceza Yasası’nın 164. maddesi ile bir
şirketin kurucu, ortak, idareci, müdür veya kanuni temsilcileri veya yönetim veya denetim
kurulu üyeleri veya tasfiye memuru sıfatını taşıyanlara cezai sorumluluk getirilmiştir.
Buna göre, bu kişiler kamuya yaptıkları beyanlarda veya genel kurula sundukları raporlarda
veya önerilerde ilgililerin zarara uğramasına neden olacak nitelikte gerçeğe aykırı bilgiler
verirlerse altı aydan üç yıla kadar hapis veya bin güne kadar adli para cezası ile
cezalandırılabilirler.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları

X. ZAMAN AŞIMI
1 Tahakkuk zamanaşımı
Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde
mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zaman aşımına uğrarlar.
2 Tahsil zamanaşımı
Vergi alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılın başından itibaren 5 yıl içinde
tahsil edilmezse zaman aşımına uğrar.
3 Para cezalarında zamanaşımı
Başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere hususi kanunlarındaki hükümler mahfuzdur.
Vergi Usul Kanununda zikredilen,
• Vergi ziyaı,
• Özel usulsüzlük,
cezalarında da zaman aşımı izleyen yılın başından başlayarak beş yıldır.
Usulsüzlük cezalarında ise, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yıldan başlamak üzere iki
yıldır.
4 Hapis cezalarında zamanaşımı
Türk Ceza Kanunundaki zaman aşımı hükümleri geçerlidir.
XI İTİRAZ
Ortağı veya yöneticisi olduğu şirketin borçları nedeniyle vergi idaresinin takibine maruz kalan
kişilerin itiraz hakkı her zaman mevcuttur.
1 Henüz şirketin tam anlamıyla takip edilmediği iddiasında bulunulabilir
Öncelikle şirketin mal varlığına yönelinmeli, borcun şirketin mal varlığından alınamaması,
alınma imkanının bulunmaması halinde ortak veya yöneticinin takibine başlanılmalıdır.
2 İlgili dönemde yönetici veya ortak olunmadığı iddiası
Gerekli belgelerle ilgili dönemde yönetici veya ortak olunmadığı ortaya konulabilirse takip
durdurulabilecektir.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları

3 Yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte temsil yetkisinin bulunmadığı iddiası
Yönetim kurulu kararları ve imza sirkülerleriyle, yönetim kurulunda bulunmakla birlikte temsil
yetkisinin bulunmadığını ispatlayan yönetim kurulu üyesi takipten kurtulabilir.
4 Kanuni ödevlerin yerine getirilmesinde kusursuzluk iddiası
Kusursuzluk ortaya konulabilirse takipten kurtulmak mümkün olabilecektir. Ancak Vergi Usul
Kanunu’nun 10. maddesinde 1.1.1998 yılında yapılan değişiklik nedeniyle bu husus
literatürde tartışmalı hale gelmiştir.
Metinde yapılan değişiklik şöyledir:
“Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya
vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacakları kanuni
ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.”
Halen yürürlükte olan madde metninde ise vergi ödevlerini kasıt ve ihmalle yerine
getirmemekten bahsedilmemekte;
“Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri kasıt ve ihmalleriyle yerine getirmemeleri
yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen
alınamayan vergi alacakları kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.”
İfadesine yer verilmektedir. Bu nedenle bazı vergi uzmanları madde metnindeki değişiklikten
sonra kusursuz sorumluluk ilkesinin geçerli olduğu görüşündedirler.
5 Zaman aşımı
Şayet takibi yapılan borç zaman aşımına uğramışsa, bu durumun ileri sürülmesi ile takip
durur.
6 İtirazın şekli
a İşlemi yapan makama itiraz
Yazılı olarak başvurulmalıdır. Vergi/ceza ihbarnamesi ile takip yapılıyorsa 30 gün, ödeme
emri tebliğ edilmiş ise 7 gün içinde idarenin kaydından geçmiş bir dilekçe ile itirazda
bulunulabilir.
60 gün içinde cevap verilmemiş veya bu süre içinde olumsuz cevap verilmiş ise bir üst
merciye şikayet yoluyla itiraz edilebilir.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları

b Şikayet yoluyla bir üst makama itiraz
60 günlük itiraz süresini takiben bir üst makama yazılı başvuruda bulunulur.
60 gün içinde cevap verilmez veya olumsuz cevap verilirse dava açılmalıdır.
c Dava açılması
İtiraz ve şikayetler dava açma süresini durdururlar. Ancak, 60’ar günlük sürelerin bitimiyle
dava açma süresi durduğu yerden işlemeye devam eder.
Bu nedenle şikayet yoluyla itirazın da olumsuz neticelenmesi halinde vergi mahkemesinde
dava açılması gerekecektir.
Ancak ödeme emrinin tebliği halinde 7 günlük sürenin hak düşürücü süre olduğu ve idareye
başvurulması halinde idare 7 gün içerisinde cevap vermemişse mutlaka dava açılması
gerektiği unutulmamalıdır.
XII ÖLÜM
1 Vergi cezaları
Ölüm halinde vergi cezaları düşeceğinden, ortak veya yöneticilerin terekesinin cezalar
nedeniyle ölüm sonrası takibinin duracağını düşünüyoruz.
2 Vergi aslı
Borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında da takip devam eder.
Mirasın tutulan defter mucibince kabulü halinde, mirasçı, deftere kaydedilmemiş olsa dahi
vergi borcundan mirastan kendisine düşen miktar ile mesuldür.
XIII YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI
Vergi idaresi, ortak veya yöneticiyi takibe başladığında bir tedbir olarak yurt dışına çıkış
yasağı getirebilir.
XIV ZAMAN-I İDARE
Kural olarak ortak veya yönetici ortak veya yöneticilik sıfatının devam ettiği dönemle sınırlı
olarak sorumludur.
Diğer bir deyişle, sadece kendi zaman-ı idaresinde ortaya çıkan veya kendi zaman-ı idaresi
ile ilgili daha sonra ortaya çıkan vergi ve cezalar nedeniyle sorumlu tutulabilecektir.
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları

1 Sorumluluğun zaman bakımından sınırı
Kanuni temsilcinin temsil edilenin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi
borcundan (ve bu borca bağlı diğer borçlardan) dolayı sorumluluğu, kanuni temsilcilik
sıfatının devamı süresince sözkonusudur; bu sıfatın kazanıldığı tarih ile yitirildiği tarih
arasında kalan vergilendirme dönemlerini kapsar. Bu tarihten önceki ve sonraki
vergilendirme dönemlerine ait olup yerine getirilmeyen vergi ödevlerinden dolayı, kanuni
temsilci sorumlu tutulamaz. Bu iki tarih, kanuni temsilcinin sorumluluğunun zaman
bakımından sınırını oluşturmaktadır. Bununla birlikte; Danıştay’ın istisnai nitelikteki kimi
kararlarında, kanuni temsilcinin sorumluluğunun bu zaman sınırının ötesine taşırıldığı da
görülmektedir.
Danıştay 3. Dairesi, 01.10.1991, E:1990/1774, K:1991/2451, Danıştay Dergisi, S.84-85,
sh.186; Uzlaşma talep edilerek uzlaşılması sonucunda kesinleşen vergilerin şirket mal
varlığından tahsil edilememesi halinde, uzlaşan kanuni temsilcinin sorumlu tutulması
gerekeceği; bu nedenle, salt görev yaptığı döneme ilişkin olması sebebiyle, eski kanuni
temsilci adına ödeme emri düzenlenmesinde isabet bulunmadığı hk.
2 Kanuni temsilciliğin sona ermesi
Kanuni temsilcilik sıfatının kaybedilmesi; ölüm, istifa, azil, görev süresinin sona ermesi,
ortaklıktan çıkarılma vs. ile olur. Ölüm hali dışında, kanuni temsilcinin bu sıfatının sona ermiş
sayılabilmesi için, ona bu sıfatı veren görevle ilişkisi özel kanunda, tüzükte veya
anasözleşmede öngörülen usule uygun olarak kesilmiş bulunmalıdır.
3 Tescil ve ilan zorunlu mudur?
İstifa, azil veya ortaklıktan çıkarılma ile yönetim kurulu üyeliği, dolayısıyla da, kanuni
temsilcilik sıfatının sona ereceğini düşünüyoruz. Salt, iyi niyetli üçüncü kişileri korumak
amacıyla Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen tescil ve ilana ilişkin hükümlere dayanılarak,
kanuni temsilcilik sıfatı sona eren ve bu yüzden, bu sıfatın gerektirdiği görevlerine yerine
getirme ve yetkilerini kullanma olanağı bulunmayan üyenin, bu tarihten tescil ve ilan tarihine
kadar geçecek süre zarfında da, Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre sorumlu
kabul edilmesi mümkün değildir.
Yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan kanuni temsilci ile ilgili olarak;
• Durumunun ticaret sicilinde tescil ve ilanından sonraki dönemlere ait vergi borcundan
dolayı hiçbir biçimde sorumlu tutulamayacağı,
• Yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarih ile bu durumun tescil ve ilanının
gerçekleştirildiği tarih arasındaki dönemlere ait vergi borcundan ise, bu tarihler arasında
kanuni temsilcilik görevini yerine getirebilecek durumda bulunması (ve diğer koşulların da
gerçekleşmesi) koşuluyla sorumlu tutulabileceği,
Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sormlulukları
• Yönetim kurulu üyeliğini kazandığı tarih ile üyelikten ayrıldığı tarih arasındaki
dönemlere ait vergi borcunda ise, (koşulları varsa) sorumlu olacağı,
sonucuna varılır.
4 Sorumluluk tüm malvarlığı iledir
Kanuni temsilci, koşullarının bulunması durumunda, temsil ettiği vergi mükellefi veya
sorumlusunun vergi borcundan dolayı tüm malvarlığı ile sorumludur. Temsil ettiği tüzel
kişinin sermayesinde belli bir payının bulunması ve özel hukuk hükümlerine göre tüzel kişinin
alacaklılarına karşı sermaye payı ile sorumlu olması, bu durumu değiştirmez. Diğer bir
anlatımla; kanuni temsilci, sorumluluktan kurtulmak için tüzel kişinin sermayesindeki pay
oranını ileri süremez. Alacaklı vergi dairesi, temsil edilen asıl borçludan kısmen veya
tamamen tahsil edemediği vergi alacağının tamamen tahsiline kadar kanuni temsilcinin tüm
mal varlığına, alacak ve haklarına başvurabilir.
SONUÇ
Umarız bu çalışmamız ortak veya yöneticilerin vergi alanındaki ağır sorumluluklarının
anlaşılmasına, bu konuda gereksiz yük almalarının engellenmesine, haklarının kullanımına
yardımcı olur.

Benzer Konular:

  1. 5510 sayılı Kanuna göre Şirket Ortaklarının Sigortalılık durumu
  2. ANONİM ŞİRKET ,LİMİTED ŞİRKET,KOPERATİF VE ŞAHIS KURULUŞLARI İÇİN YENİ KAYITTA İSTENİLEN EVRAKLAR
  3. İsviçre’de şirket kurma aşamaları
  4. Kollektif ve Komandit Şirket Kulruluşu
  5. Anonim Şirket Madde Tadil Tasarısı İşlemleri
line
footer

Adres: Kızılay Atatürk Bulvarı No:64/25 Çankaya/ANKARA | Telefon:(312) 419 80 08 | Mail: [email protected] | web Tasarım: kızılayWeb | © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.