PAKİSTAN-TÜRKİYE ARASINDA ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI

PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ İLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI

Anlaşmanın İmza Tarihi : 14/11/1985

Resmi Gazete Tarihi : 26/08/1988

Resmi Gazete No : 19911

Yürürlük Tarihi : 08/08/1988

Uygulama Tarihi : 01/01/1989

PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ

Gelir üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi önleyen ve vergi kaçakçılığına engel olan bir Anlaşma yapmak isteğiyle

AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE MUTABIK KALMIŞLARDIR.

Madde 1

Kişilere İlişkin Kapsam

Bu Anlaşma Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacaktır.

Madde 2

Kavranan Vergiler

1. Bu Anlaşma, hangisinde; ne şekilde alındığına bakılmaksızın, her bir Akit Devlette veya politik alt bölümde, ya da mahalli idarelerde gelir üzerinden alınan vergilere uygulanacaktır.

2. Toplam gelir veya gelir unsurları üzerinden alınan tüm vergiler gelirden alınan vergiler olarak kabul edilecektir.

3. Anlaşmanın uygulanacağı şu anda geçerli olan vergiler özellikle:

a) Türkiye’de:

i) gelir vergisi;

ii) kurumlar vergisi;

(Bundan böyle “Türk Vergisi” olarak bahsedilecektir).

b) Pakistan’da:

i) gelir vergisi;

ii) süper vergi;

iii) İlave vergi;

(Bundan böyle “Pakistan Vergisi” olarak bahsedilecektir).

4. Anlaşma aynı zamanda daha sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların yerine alınan ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen vergilere de uygulanacaktır. Akit Devletlerin yetkili makamları, bu Anlaşmanın kapsamına giren vergilerde kendini gösteren her nevi mevzuat değişiklikğini birbirlerine bildireceklerdir.

Madde 3

Genel Tanımlar

1. Bu Anlaşmada metin aksini öngörmedikçe:

a) i) “Türkiye” terimi, Türkiye’nin Kanunlarının yürürlükte olduğu sahayı ve aynı zamanda Türkiye’nin üzerinde uluslararası hukuk uyarınca doğal kaynaklarını arama ve işletme hakkına sahip olduğu kıta sahanlığı da dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti egemenlik alanının tümünü ifade eder;

ii) “Pakistan” terimi coğrafi anlamda kullanıldığında, Pakistan İslam Cumhuriyeti Anayasasında tanımlanan Pakistan anlamına gelir ve aynı zamanda Pakistan kara suları dışında kalmasına rağmen, Pakistan Kanunları ve uluslararası hukuk gereğince Pakistan’ın deniz yatağında, toprak altında ve bunların doğal kaynaklarında haklarını icra edebileceği saha olarak belirlenen her türlü sahayı kapsamına alır;

c) “Bir Akit Devlet” ve “diğer Akit Devlet” terimleri, metnin gereğine göre, Türkiye Cumhuriyeti veya Pakistan İslam Cumhuriyeti anlamına gelir;

d) “Vergi” terimi, metnin gereğine göre, bu Anlaşmanın 2 nci Maddesinde kavranan her nevi Türk vergisi veya Türk vergisi veya Pakistan vergisi anlamına gelir;

e) “Kişi” terimi, gerçek kişileri, şirketleri ve ikişilerin oluşturduğu diğer kuruluşları kapsamına alır;

f) “Şirket” terimi, her türlü tüzel kişi veya vergileme yönünden tüzel kişi olarak muamele gören her türlü şahsiyet anlamına gelir;

g) “Kanuni Merkez” terimi,

i) Türkiye yönünden, Türk Ticaret Kanununa göre tescil edilen hukuki ana merkez ve

ii) Pakistan yönünden, Pakistan’da yürürlükde olan ilgili mevzuatta tanımlanan şirket kanuni merkezi anlamına gelir.

h) “Vatandaşlar” terimi

i) Türkiye Cumhuriyeti yönünden, Türk Vatandaşlığını “Türk Vatandaşlık Kanunu” gereğince elde eden bütün gerçek kişileri ve Pakistan yönünden Pakistan vatandaşlığını veya uyrukluğunu elde eden bütün gerçek kişileri ve

ii) Olayına göre Türkiye’de veya Pakistan’da yürürlükde olan mevzuat gereğince statü kazanan bütün hükmi şahisları, ortaklıkları, dernekleri ve diğer herhangi bir şahsiyeti ifade eder.

i) “Bir Akit Devletin teşebbüsü” ve “diğer Akit Devletin teşebbüsü” terimleri sırasıyla, bir Akit Devletin mukimi tarafından işletilen teşebbüs ve diğer Akit Devletin mukimi tarafından işletilen teşebbüs anlamına gelir;

j) “Yetkili makam” terimi:

i) Türkiye’de Maliye ve Gümrük Bakanlığı;

ii) Pakistan’da Merkezi Gelir Kurulu anlamına gelir.

Madde 4

Mali İkametgah

1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından “bir Akit Devletin mukimi” terimi, o Devletin mevzuatı gereğince ikametgah, ev, kanuni merkez, iş merkezi veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir.

2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devlette de mukim olduğunda, bu kişinin durumu aşağıdaki kurallara göre belirlenecektir:

a) Bu kişi, daimi olarak kalabileceği bir meskenin bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Akit Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni varsa, bu kişi, kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Akit Devletin mukimi olarak kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);

b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Akit Devlet saptanamazsa veya kişinin her iki Akit Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni yoksa, bu kişi kalmayı adet edindiği evin bulunduğu Akit Devletin mukimi olarak kabul edilecektir;

c) Eğer kişinin her iki Akit Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev sözkonusu değilse, bu kişi vatandaşı bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir;

d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşıysa veya aksine her iki Devletin de vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir.

3. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla gerçek kişi dışındaki bir kişi her iki Akit Devletin de mukimi olduğunda, Akit Devletlerin yetkili makamları, sorunu, 25 inci madde hükümleri çerçevesinde karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir.

Madde 5

İşyeri

1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından “işyeri” terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.

2. “İşyeri” terimi özellikle şunları kapsamına alır:

a) Yönetim yeri;

b) Şube;

c) Büro;

d) Fabrika;

e) Atelye;

f) Maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu, taş ocağı veya doğalzenginliklerin elde edilmesine yarayan diğer herhangi bir yer;

g) Daimi satış fuarı.

3. “İşyeri” terimi bunun yanısıra altı ayı aşan bir süre devam eden inşaat şantiyesini, yapım, montaj veya kurma projesini veya bunlarla ilgili kontrol faaliyetlerini de bünyesine alır.

4. Bu maddenin daha önceki hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, “işyeri” teriminin aşağıdaki hususları kapsamadığı kabul edilecektir:

a) Teşebbüs olanaklarının yalnızca malların veya ticari eşyanın depolanması, teşhiri veya teslimi amacıyla kullanılması;

b) Teşebbüse ait mal ve ticari eşya stoklarının yalnızca depolama, teşhir veya teslim amacıyla elde tutulması;

c) Teşebbüse ait mal ve ticari eşya stoklarının yalnızca bir başka teşebbüse işlettirilmesi amacıyla elde tutulması;

d) İşe ilişkin sabit bir yerin yalnızca teşebbüse mal veya ticari eşya satın alma veya bilgi toplama amacıyla elde tutulması;

e) İşe ilişkin sabit bir yerin teşebbüs için yalnızca hazırlayıcı veya yardımcı karakter taşıyan diğer herhangi bir işin yapılması amacıyla elde tutulması;

f) İşe ilişikin sabit ber yerin yalnızca, (a) ile (e) bentleri arasında bahsedilen faaliyetlerin bir veya birkaçını bir arada icra etmek için elde tutulması; ancak bu faaliyetlerin bir arada icra edilmesi sonucunda kendini gösteren toplu faaliyetin hazırlayıcı veya yardımcı karakterde olması şarttır.

5. 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, 6 nci fıkra hükmünün uygulanacağı bağımsız nitelikteki acenta dışında bir Akit Devlette, diğer Akit Devletin teşebbüsü namına hareket ederse, aşağıdaki şartlarla bu teşebbüs, ilk bahsedilen Devlette bu kişinin gerçekleştirdiği her türlü faaliyet dolayısıyla bir işyerine sahip kabul edilecektir:

a) Eğer bu kişi, işe ilişikin sabit bir yerden yürütülebilecek 4 üncü fıkrada belirtilen türden faaliyetlerle sınırlı olmamak, üzere o Devlette teşebbüs adına mukavele akdetme yetkisine sahip olur ve bu yetkisini mutaden kullanırsa işyerinin varlığı kabul edilecektir. Ancak anılan fıkra hükmü çervesinde işe ilişikin sabit bir yerden yürütülen faaliyetler, bu yeri bir işyeri haline getirmeyecektir veya

b) Eğer bu kişi, böyle bir yetkisi olmamasına rağmen, teşebbüs adına sürekli olarak sevk ettiği mallardan veya ticari eşyadan ilk bahsedilen Devlette mutaden mal veya ticari eşya stoku bulundurursa, işyerinin varlığı kabul edilecektir. Bununla beraber eğer bu kişi, teşebbüs adına arada sırada sevk ettiği mallardan veya ticari eşyaran ilk bahsedilen Devlette arızi olarak mal veya ticari eşya stoku bulundurursa, söz konusu teşebbüsün bu faaliyetler dolayısıyla bir işyerine sahip olduğu kabul edilmeyecektir.

6. Bir teşebbüsü, diğer Akit Devlette işlerini yalnızca, kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente vasıtasıyla yürüttüğü için o Devlette bir işyerine sahip kabul olunmayacaktır. Bununla beraber, söz konusu acentanın faaliyetleri tamamen veya hemen hemen tamamen bu teşebbüse hasredildiğinde, bu kişi bu fıkra yönünden bağımsız statüde bir acenta olarak kabul edilmeyecektir.

7. Bir Akit Devletin mukimi olan bir şirket diğer Akit Devletin mukimi olan veya diğer Akit Devlette ticari faaliyette bulunan şirketi kontrol eder, ya da onun tarafından kontrol edilirse,( bir işyeri vasıtasıyla veya diğer bir şekilde), bu şirket diğeri için işyeri oluşturmayacaktır.

Madde 6

Gayrimenkul Varlıklardan Elde Edilen Gelir

1. Gayrimenkul varlıklarıdan elde edilen gelir (tarım ve ormancılıktan elde edilen gelir dahil), sözkonusu gayrimenkul varlığın bulunduğu Akit Devlette vergilendirilebilir.

2. “Gayrimenkul varlık” terimi, bahse konu varlığın yer aldığı Akit Devletin mevzuatına göre tanımlanacaktır. Terim her halükarda gayrimenkul varlığa müteferri varlıkları, tarım ve ormancılıkda kullanılan araçları ve hayvanları, her çeşit dalyanları, özel hukuk hükümlerinin uygulanacağı gayrimenkul mülkiyetine ilişkin hakları, gayrimenkul intifa haklarını ve maden ocaklarının kaynakların ve diğer doğal kaynakların işletme hakkından veya işletilmesinden doğan sabit, ya da değişken ödemeler üstündeki hakları kapsayacaktır; gemiler, vapurlar ve uçaklar gayrimenkul varlık sayılmayacaktır.

3. 1 inci fıkra hükümleri, gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımından, kiralanmasından veya diğer herhangi bir şekilde kullanımından elde edilen gelire de uygulanacaktır.

4. 1 inci ve 3 üncü fıkra hükümleri aynı zamanda serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelire de uygulanacaktır.

Madde 7

Ticari Kazançlar

1. Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, sözkonusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, kazanç, bu diğer Devlette, işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere, vergilendirilebilir.

2. 3 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet teşebbüsü diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunduğunda, bu işyerine her iki Akit Devlette de, eğer bu işyeri aynı veya benzer koşullar altında, aynı veya benzer faaliyetlerde bulunan tamamen ayrı ve bağımsız bir teşebbüs olsaydı ve işyerini oluşturduğu teşebbüsten tamamen bağımsız nitelik kazansaydı, ne kazanç elde edecek idiyse, böyle bir kazanç atfedilecektir.

3. İşyerinin kazancı belirlenirken, işyerinin bulunduğu Devlette veya başka her hangi bir yerde yapılan yönetim ve genel idare giderlerinden verilen bir payı da kapsamına alan, işyerinin amaçlarına uygun düşen giderlerin indirilmesine müsaade edilecektir.

4. İşyeri, tarafından teşebbüs adına yalnızca mal ve ticari eşya alınması dolayısıyla doğan hiç bir kazanç, bu atfedilmeyecektir.

5. Kazanç, bu Anlaşmanın başka maddelerinde düzenlenen gelir unsurlarını da kapsamına aldığında, o maddelerin hükümleri bu madde hükümlerinden etkilenmeyecektir.

Madde 8

Gemicilik ve Hava Taşımacılığı

1. Bir Akit Devlet teşebbüsünün uluslararası trafikte gemi veya uçak işletmeciliğindan elde ettiği kazanç, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.

2.Bu maddenin 1 nci fıkra hükümleri, aynı zamanda bir ortaklığa, bir bağlı işletmeye veya uluslararası işletilen bir acentaya iştirak dolayısıyla elde edilen kazançları da uygulancaktır.

3. “Uluslararası trafikte” terimi bir Türk veya Pakistan teşebbüsü tarafından gemi veya uçak işletilerek yapılan taşımacılığı ifade eder. Şu kadar ki, yalnızca Türkiye’nin veya Pakistan’ın sınırları içinde gerçekleştirilen gemi veya uçak işletmeciliği bu kapsama dahil değildir.

Madde 9

Bağımlı Teşebbüsler

1. a) Bir Akit Devlet teşebbüsü doğrudan veya dolaylı olarak diğer Akit Devlet teşebbüsünün yönetim, kontrol veya sermayesine katıldığında, veya

b) Aynı kişiler doğrudan veya dolaylı olarak bir Akit Devlet teşebbüsünün ve diğer AkitDevlet teşebbüsünün yönetim, kontrol veya sermayesine katıldığında

ve her iki halde de, iki teşebbüsün ticari ve mali ilişkilerinde oluşan veya empoze edilen koşullar, bağımsız teşebbüsler arasında oluşması gereken koşullardan farklılaştığında, olması gereken; fakat bu koşullar dolayısıyla kendini göstermeyen kazanç, o teşebbüsün kazancına eklenip vergilendirilebilir.

2. Bir Akit Devletin kendi teşebbüslerinden birinde kavradığı ve kazancına dahil ettiği ve vergilediği kazanç, diğer Akit Devlette vergilendirilen bu diğer Devlet teşebbüslerinden birinin de kazancını içerebilir. Aynı zamanda bu ilk bahsedilen Devletin kavradığı kazanç, bildirilen kazanç olmayıp, bağımsız teşebbüsler arasında oluşacak ilişkiler gözönünde tutularak, sonradan hesaplamalar sonucunda belirlenen kazanç olabilir. Böyle bir durum kendini gösterdiğinde, eğer diğer Devlet bu düzenlemenin hukuki olduğu kanaatine varırsa, sözkonusu kazanç üzerinden alınan verginin miktarında gerekli düzeltmeleri yapmak durumundadır. Bu düzeltme yapılırken, bu Anlaşmanın diğer hükümleri gözönünde tutulacak ve gerektiğinde Akit Devletlerin yetkili makamları birbirlerine danışacaklardır.

Madde 10

Temettüler

1. Bir Akit Devletin mukimi olan bir şirket tarafından diğer Akit Devleti mukimine ödenen temettüler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. Bununla beraber, sözkonusu temettüler, ödemeyi yapan şirketin mukimi olduğu Devletçe de kendi mevzuatına göre vergilendirilebilir; ancak kendisine ödemede bulunulan kişi temettünün gerçek lehdarı ise, bu şekilde alınacak vergi aşağıdaki oranları aşamayacaktır.

a) Temettünün gerçek lehdarı, temattü ödeyen şirketin sermayesinin doğrudan doğruya en az yüzde 25’ini elinde tutan bir şirket ise (ortaklıklar hariç) ve temettü ödeyen şirket, bir sınai faaliyetle iştigal ediyorsa gayrisafi temettü tutarının yüzde 10 u;

b) Tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü tutarının yüzde 15’i.

3. a) Bu maddede kullanılan “temettü” terimi, hisse senetlerinden, veya alacak niteliğinde olmayıp kazanca katılmayı sağlayan haklardan elde edilen gelirleri, bunun yanısıra dağıtımı yapan şirketin mukimi olduğu Devletin mevzuatına göre, vergileme yönünden hisse senetlerinden elde edilen gelirle aynı muameleyi gören diğer şirket haklarından elde edilen gelirleri kapsar.

b) Bu maddede kullanılan “sınai faaliyet” terimi, aşağıdaki faaliyetleri ifade eder:

i) Mal veya madde imaleti veya mal ve maddelerin orijinal yapısını önemli ölçüde değiştiren bir işlemde bulunulması;

ii) Gemi imalatı;

iii) Elektirik, hidrolik enerji, gaz ve su temini;

iv)Petrol kuyularının ve diğer her nevi maddenin işletilmesini kapsamına alan medencilik;

v) İnşaat faaliyeti;

vi) Bir otelin inşası veya işletilmesi;

vii) Bu maddenin amaçları yönünden “Sınai faaliyet” kapsamına girdiği hususunda yetkili makamlar arasında karşılıklı anlaşmaya bağlanan diğer herhangi bir faaliyet.

4. Bu Maddenin diğer hükümlerine bakılmaksızın bir Akit Devlet şirketi diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunduğunda bu işyerinin bulunduğu Devlettte 7 nci maddeye göre vergilendirildikten sonra, kalan kısım üzerinden 2 nci fıkra gereğince de vergilendirilebilir.

5. Bir Akit Devlet mukimi olan gerçek temettü lehdarı, temettüyü ödeyen şirketin mukim olarak bulunduğu Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi, Pakistan’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Pakistan’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu temettü elde ediş olayı ile bu işyerinin ya da sabit yerin arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 nci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre 7 nci madde veya 14 üncü madde hükümleri uygulancaktır.

6. Bir Akit Devlet mukimi olan bir şirket diğer akit Devletten kazanç elde ettiğinde, bu diğer Devlet bu şirket tarafından ödenen temettüler üzerinden herhangi bir vergi alamaz. Bunun istisnasını sözkonusu temettülerin bu diğer Devletin mukimlerinden birine ödenmesi veya temettü elde ediş olayı ile bu diğer Devlette bulunuan bir işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunması oluşturur. Aynı şekilde bu diğer Devlet bu şirketin dağıtılmayan kazançların üzerinden de bir dağıtılmayan kazanç vergisi alamaz. Dağıtılan temettülerin veya dağıtılmamış kazancın tamamen veya kısmen bu diğer Devlette elde edilen kazançdan oluşması durumu değiştirmez.

7. Bu Madde hükümleri, bünyesinden temettü ayrılıp ödenen kurum kazancının vergilendirilmesine, etki etmeyecektir.

Madde 11

Faiz

1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devlet mukimine ödenen faiz, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. Bununla beraber, bu faiz elde edildiği Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, kendisine ödemede bulunulan faizin gerçek lehdarı ise, bu şekilde alınacak vergi faizin gayrisafi faiz tutarının yüzde 10’unu aşmayacaktır.

3. 2 nci fıkra hükümlerine bakılmaksızın:

a) Pakistan’da doğaan ve Türkiye Hükümetine veya Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına ödenen faizler Pakistan vergisinden muaf tutulacaktır;

b) Türkiye’de doğan ve Pakistan Hükümetine veya Pakistan Devlet Bankasına ödenen faizler Türk vergisinden muaf tutulacaktır.

4. Bu maddede kullanılan “faiz” terimi, devlet tahvillerinden ve ipotek garantisine bağlı olsun olmasın veya kazancı paylaşma hakkını tanısın tanımasın, her çeşit tahvillerden ve her nevi alacaktan doğan gelirleri tahvillere ilişkin primleri ve gelirin elde edildiği Devletin vergi mevzuatına göre ikrazat geliri sayılan diğer bütün gelirleri kapsar.

5. Bir Akit Devlet mukimi olan gerçek faiz lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi, Pakistan’da bulunan .ir sabit yeri kullanarak Pakistan’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli olayına göre bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda 7 nci madde hükümleri uygulanacaktır.

6. Bir Akit Devletin kendisi, bir politik alt bölümü, bir mahalli idaresi veya mukimi tarafından ödenen faizin, o Devlette elde edldiği kabul olunacaktır. Bununla beraber, fais ödeyen kişi mukim olsun ya da olmasın, bir Akit Devlette faiz ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve faiz bu işyerinden veya sabit yerden kaynaklandığında, sözkonusu faizin işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.

7. Alacak karşılığında ödenen faizin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile bir başka kişi arasında varolan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı durumlarda ödeyici ve gerçek lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu madde hükümleri en son bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir Akit Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir.

Madde 12

Gayrimaddi Hak Bedelleri

1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. Bununla beraber, sözkonusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, kendisine ödemede bulunulan kişi gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10′unu aşmayacaktır.

3. Bu maddede kullanılan “gayrimaddi hak bedelleri” terimi, sinema filmleri, radyo-televizyon yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı veya kullanma hakkı ile sınai, ticari bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri kapsar.

4. Bir Akit Devlet mukimi olan gayrimeddi hak bedelinin gerçek lehdarı bu bedelin elde edildiği diğer akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Pakistan’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Pakistan’da serbest meslek faalietinde bulunursa ve sözkonusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 nci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.

5. Bir Akit Devletin kendisi, politik alt bölümü, mahalli idaresi veya mukimi tarafından ödenen gayrimaddi hak bedelinin, o Devlette elde edildiği kakul olunacaktır. Bununla beraber, gayrimaddi hak bedelini ödeyen kişi mukim olsun ya da olmasın, bir Akit Devlette gayrimaddi hak bedelini ödemeye neden olan hak veya varlık ile bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve bu gayrimaddi hak bedeli bu işyerinden veya sabit yerden kaynaklandığında, sizkonusu gayrimaddi hak bedelinin işyerinin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.

6. Kullanım, hak veya bilgi karşılığında ödenen gayrimaddi hak bedelinin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile bir başka kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle ilişkinin olmadığı durumlarda ödeyici ve gerçek lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu madde hükümleri en son bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir Akit Devletin mevzuatı uyarınca vergilendirilebilecektir.

Madde 13

Sermaye Değer Artış Kazançları

1. Bir Akit Devlet mukimince, diğer Akit Devlette yer alan ve 6 ncı maddede tanımlanan bir gayrimenkul varlığın elden çıkarılmasından elde edilen kazanç bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyerinin ticari varlığına dahil menkul varlıkların veya bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette serbest meslek faaliyeti icra etmek üzere kullandığı bir sabit yere ait menkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazanç, bu işyerinin veya sabit yerin (yalnız veya tüm teşebbüs ile birlikte) elden çıkarılmasından doğan kazanç da dahil olmak üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

3. Bir Akit Devlet mukimince uluslararası trafikde işletilen gemi ve uçakların veya sözkonusu gemi ve uçakların işletilmesiyle ilgili menkul varlıkların elde çıkarılmasından doğan kazanç, yalnızca bu Akit Devlette vergilendirilebilecektir.

4. 1 inci ila 3 üncü fıkralarda değinilenler dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazanç yalnızca, elden çıkaranın mukim olduğu Akit Devlette vergilendirilebilecektir.

5. 4 üncü fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette mukim bir şirketin hisse senetlerini veya bu şirketteki buna benzer hakları veya bu diğer devlette çıkarılmış olan tahvilleri elden çıkarılmasından elde etteği kazanç, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

Madde 14

Serbest Meslek Faaliyetleri

1. Bir Akit Devlet mukiminin serbest meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnız bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber, eğer bu faaliyetler diğer Devlette icra edilirse ve eğer:

a) Kişi bu diğer Devlette bu faaliyetleri icra etmek için sürekli kullanabileceği bir sabit yere sahip ise; veya

b) Kişi bu diğer Devlette, sözkonusu faaliyetleri icra etmek amacıyla, bir mali yılda bir veya birkaç seferde 183 gün veya daha fazla kalırsa,

sözkonusu gelir, aynı zamanda diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.

Böyle bir durumda olayına göre, ya yalnızca sözkonusu sabit yere atfedilebilen gelir, ya da yalnızca bu diğer Devlette bulunulan süre içinde elde edilen gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün serbest meslek faaliyetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnız bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber, eğer bu faaliyetler diğer Devlette icra edilirse ve eğer:

a) Teşebbüs, bu faaliyetleri icra etmek üzere bu diğer Devlette bir işyerine sahip olursa; veya

b) Faaliyetlerin icra edildiği süre veya süreler, bir mali yılda toplam 183 günü aşarsa,

sözkonusu gelir, aynı zamanda bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.

Böyle bir durumda olayına göre, ya yalnızca sözkonusu işyerine atfedilebilen gelir, ya da yalnızca bu diğer Devlette icra edilen faaliyetlere atfedilebilen gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

3. a) Bu Maddenin 1 inci 2 nci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Türkiye mukiminin serbest meslek faaliyetleri veeya teknik hizmetler de dahil, bağımsız nitelikdeki diğer faaliyetler dolayısıyla Pakistan’da elde ettiği gelir, Pakistan vergi kanunlarına göre Pakistan’da vergilendirilebilir; ancak bu şekilde alınacak vergi gayrisafi hasılatın % 10 unu aşmayacaktır.

b) Sözkonusu geliri elde eden kişi Türkiye’de mukim olup, Pakistan’da yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya Pakistan’da veya Pakistan’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Pakistan’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu gelir ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, bu fıkranın a) bendi hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre, 7 inci veya bu Maddenin 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanacaktır. Bununla beraber, tevkif suretiyle alınan vergi gayrisafi hasılatın % 10 unu aşmayacaktır.

c) Bununla beraber tümüyle Türkiye’de icra edilen serbest meslek faaliyetleri Pakistan’da vergiye tabi tutulmayacaktır.

4. “Serbest meslek faaliyetleri” terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi, aratistik, eğitici ve öğretici faaliyetleri, bunun yanısıra, doktorların, avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin, muhasebecilerin bağımsız faaliyetlerini ve özel mesleki veya teknik bilgi ve maharet gerektiren diğer faaliyetleri kapsamına alır.

Madde 15

Bağımlı Faaliyetler

1. 16, 17, 18, 19 ve 20 nci madde hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet akdi dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri menfaatler, bu hizmet diğer Devlette ifa edilmedikçe, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. Eğer hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen gelir diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:

a) Gelir elde eden kişi, bu diğer Devlette bir takvim yılı içinde bir veya birkaç seferde 183 günü aşmamak üzere ve

b) Ödeme, bu diğer Akit Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve

c) Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa, yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir.

3. 1 inci ve 2 nci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, uluslararası trafikde işletilen bir gemi veya uçakda ifa edilen bir hizmet dolayısıyla elde edilen gelir, teşebbüsün mukim oludğu Akit Devlette vergilendirilebilir.

Madde 16

Müdürlere ve Üst Yöneticilere Yapılan Ödemeler

1. Bir Akit Devlet mukiminin, diğer Akit Devlet mukimi olan bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla eline geçen prim, ikramiye, huzur hakkı ve diğer benzeri ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. Bir Akit Devlet mukiminin, diğer Akit Devlette mukim bir şirketin en üst düzey yöneticilerinden biri olması dolayısıyla eline geçen ücretler ve diğer benzeri ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

Madde 17

Artist ve Sporcular

1. 14 üncü ve 15 inci madde hükümleriyle bağlı kalınmaksızın tiyatro, sinema, radyo, uçak televizyon artistliği yapan veya müzisyen olarak çalışan sanatçıların veya sporcuların bu nitelikdeki bağımsız faaliyetlerinden dolayı elde ettikleri gelirler, bu faaliyetlerin icra edildiği Akit Devlette vergilendirilebilir.

2. Eğer bir Akit Devlette yaılan ziyaret, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, tümüyle veya çok önemli kısmı itibariyle diğer Devletin, bir politik alt bölümünün veya bir mahalli idaresinin kamusal fonlarından destekleniyorsa, bu ziyaret çerçevesinde sözkonusu Devlette icra edilen faaliyetler dolayısıyla elde edilen gelire, 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır.

3. Bir santçının ya da sporcunun icra ettiği faaliyetlerden doğan gelir, kendisine değil de bir başkasına yönelirse, bu gelir 7, 14 ve 15 inci madde hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, sanatçı ya da sporcunun faaliyetlerinin icra edildiği Akit Devlette vergilendirilebilir.

Madde 18

Emekli Maaşları

19 uncu Maddenin 1 inci fıkra hükmü saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukimine geçmiş çalışmalarının karşılığında ödenen emekli maaşları ve bu kişiye sağlanan diğer benzeri menfaatler, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.

Madde 19

Kamu Görevleri

1. Bir Akit Devletin kendisine, politik alt bölümüne veya mahalli idaresine bir kamu görevi dolayısıyla herhangi bir gerçek kişi tarafından verilen hizmetler karşılığında, bu Akit Devlet, politik alt bölüm veya mahalli idare tarafından veya bunlarca oluşturulan fonlardan sağlanan menfaatler, emekli maaşları da dahil, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.

2. Bir Akit Devletin kendisi, politik alt bölümü veya bir mahalli idaresi tarafından yürütülen ticari faaliyetlerle bağlantılı hizmetler karşılığında sağlanan menfaatlere ve emekli maaşlarına 15, 16 ve 18 inci maddelerin hükümleri uygulanacaktır.

Madde 20

Öğretmen ve Öğrenciler

1. Bir Akit Devletin, diğer Akit Devlete yaptığı ziyaretin hemen öncesinde mukimi olan ve bu diğer Akit Devlette yalnızca öğrenim veya mesleki eğitim amacıyla geçici olarak bulunan bir öğrenci veya stajyerin, geçim, öğrenim veya mesleki eğitim masraflarını karşılamak için, bu diğer Devletin dışındaki kaynaklardan yapılan ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilmeyecektir.

2. Aynı şekilde, bir Akit Devletin diğer Akit Devletteyaptığı ziyaretin hemen öncesinde mukimi olan ve bu diğer Akit Devlette yalnızca öğretim ve bilimsel araştırma yapmak amacıyla geçici olarak bulunan bir öğretmen veya öğretim üyesine iki yılı aşmayan bir süre veya süreler için öğretim veya araştırma hizmetleri karşılığında, bu diğer Devletin dışındaki kaynaklardan sağladığı paralar, bu diğer Devlette vergiden muaf tutulacaktır.

3. Bir Akit Devletin diğer Akit Devlete yaptığı ziyaretin hemen öncesi mukimi olan ve bu diğer Akit Devlette öğrenimi veya mesleği ile ilgili uygulama alışkanlıkları kazanmak üzere, bir takvim yılı içinde 183 günü aşmayacak şekilde hizmet ifa eden bir öğrenci veya stajyerin eline geçen ücretler, bu diğer Devlette vergilendirilmeyecektir.

Madde 21

Diğer Gelirler

1. Bir Akit Devlet mukiminin, nerede doğarsa doğsun bu Anlaşmanın daha önceki maddelerinde ele alınmayan gelir unsurları, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.

2. 6 ncı maddenin 2 nci fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir hariç olmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette yer alan bir iş yeri vasıtasıyla ticari faaliyette veya bir sabit yer ile geliri doğuran hak veya varlık arasında önemli bir bağ olması halinde bu gelire 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.

Madde 22

Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi

1. Bu Anlaşmada aksine hüküm bulunmadıkça her iki Akit Devletin yürürlükde olan mevzuatı, bu Devletlerde gelir üzerinden alınan vergileri yönlendirmeye devam edecektir. Gelir her iki Devlette de vergiye tabi olduğunda, çifte vergilendirme aşağıdaki hükümler gereğince ortadan kaldırılacaktır.

2. Pakistan’da: Pakistan vergisinden mahsup edilecek vergilere ilişkin Pakistan mevzuatı hükümleri saklı kalmak üzere, bir Pakistan mukimince Türkiye’deki kaynaklardan elde edilen ve hem Pakistan’da hemde Türkiye’de vergiye tabi tutulan bir gelir üzerinden, Türkiye mevzuatı ve bu Anlaşma hükümleri gereğince doğrudan doğruya veya tevkifat suretiyle ödenen Türk vergisinin, sözkonusu gelir üzerinden ödenecek Pakistan vergisinden mahsubuna müsaade edilecektir. Ancak mahsup edilen vergi, Pakistan vergisine tabi toplam gelir üzerinden hesaplanan vergiden sözkonusu gelire isabet eden Pakistan vergisini aşamaz.

3. Türkiye’de: Türk vergisinden mahsup edilebilecek vergilere ilişkin türk mevzuatı hükümleri saklı kalmak üzere, bir Türkiye mukimince Pakistan’daki kaynaklardan elde edilen ve hem Türkiye’de hem de Pakistanda’da vergiye tabi tutulan bir gelir üzerinden, Pakistan mevzuatı ve bu Anlaşma hükümleri gereğince doğrudan doğruya veya tevkifat suretiyle ödenen Pakistan vergisinin, sözkonusu gelir üzerinden ödenecek Türk vergisinden muhsubuna müsaade edilecektir. Ancak mahsup edilen vergi, Türk vergisine tabi toplam gelir üzerinden hesaplanan vergiden sözkonusu gelire isabet eden Türk vergisi aşamaz.

4. 2 nci ve 3 üncü fıkraların amaçları bakımından, “bir Akit Devlette diğer Akit Devletin bir mukimince ödenen vergi” terimi, ilk bahsedilen Devletin vergi mevzuatı gereğince ödenmesi gereken; fakat bu Devletin ekonomik kalkınmasını hızlandırmaya yönelik teşvik mevzuatı hükümleri gereğince muafiyete veya indirime tabi tutulan bu Devlet vergilerini de kapsamaktadır. Sözkonusu teşvik mevzuatı hükümlerinin ya bu Anlaşmanın imza tarihinde yürürlükde olması veya bu hükümlerin yerine ya da bunlara ilaveten getirilmişlerse, ilgili Akit Devletin yetkili makamlarınca önemli ölçüde benzer karakterde olduğunun bildirilmesi gereklidir.

Bundan önceki hükme bakılmaksızın, ilk bahsedilen Akit Devlette ödenen vergi:

a) 10 uncu Maddenin 2 nci fıkrasının a) bendinde bahsedilen temettülerde yüzde 10 oranında;

b) 10 uncu Maddenin 2 nci fıkrasının b) bendinde bahsedilen temettülerde yüzde 15 oranında;

c) 11 inci maddenin 2 nci fıkrasında bahsedilen faizlerde yüzde 10 oranında;

d) 12 nci maddenin 2 nci fıkrasında bahsedilen gayrimaddi hak bedellerinde yüzde 10 oranında ve

e) 14 üncü maddenin 3 üncü fıkrasının a) bendinde bahsedilen serbest meslek kazançlarında yüzde 10 oranında, hesaplanacakır.

Bununla beraber, eğer ilk bahsedilen Devletin vergi mevzuatı gereğince, bu Devlette mukim olmayan kişilerin temettü, faiz, gayrimaddi hak bedeli ve serbest meslek kazançlarına, bu fıkrada bahsedilen vergi oranlarından daha düşük vergi oranları uygulanırsa, bu fıkranın amaçları yönünden sözkonusu düşük vergi oranları esas alınacaktır.

Madde 23

Ayrım Yapılmaması

1. Bir Akit Devletin vatandaşları diğer Akit Devlette Devletin vatandaşlarının aynı koşullarda karşı karşıya kaldıkları veya kalacakları vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır.

2. Bir Akit Devlette mukim bulunan vatansız kişiler, her iki Akit Devlette de ilgili Devlet vatandaşlarının aynı koşulllarda karşı karşıya kaldıkları veya kalacakları vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır.

3. Bir Akit Devlet teşebbüsünün diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri, bu diğer Devletin aynı durumda ve aynı koşullar altında aynı faaliyetleri yürüten bir teşebbbüsüne göre daha az lehe bir vergilemeyle karşı karşıya kalmayacaktır.

4. Bir Akit Devletin, diğer Akit Devletin bir veya bir kaç mukimi tarafından, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, kısmen veya tamamen sermayesine sahip olunan veya kontrol edilen teşebbüsleri, ilk bahsedilen Devlette, benzeri teşebbüslerin tabi oldukları veya olacakları vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır.

5. Bu Anlaşmanın 9 uncu Maddesinin 1 inci fıkra, 11 inci maddesinin 7 nci fıkrası veya 12 nci maddesinin 6 ncı fıkrası hükümlerinin uygulanacağı haller hariç olmak üzere, bir Akit Devlet teşebbüsünün vergi matrahı belirlenirken, bu teşebbüsün diğer Akit Devletin bir mukimine yaptığı faiz, gayrimaddi hak bedeli şeklindeki ödemelerle diğer ödemeler, bu ödemeler sanki ilk bahsedilen Devletin bir mukimine yapılmış gibi aynı şekilde indirilebilecektir.

6. Bu Maddede kapsama alınan hiçbir husus:

a) Akit Devletlerden herhangi birini kendinde mukim olan gerçek kişilere vergi yönünden sağladığı şahsi indirim, muafiyet ve matrah indirimlerini, o Devlette mukim olmayan gerçek kişilere de tanımaya zorlayacak veya

b) Hisseleri Pakistan’da bulunan bir sermaye borsasına kayıtlı şirketlere, indirim veya vergi iadesi sağlayan Pakistan mevzuatı hükümlerine etki edecek veya Pakistan mevzuatına göre yalnızca Pakistan’da tescil edilmiş şirketlere tanınan vergi tatiline etki edecek veya

c) Türkiye’de mukim olmayan şirketlere uygulanan ve Kurumlar vergisinden sonra hissedarların temettü geliri addedilerek Gelir Vergisine tabi tutma şeklinde kendini gösteren vergilemeye etki edecek yönde anlaşılmayacaktır.

Madde 24

Bilgi Değişimi

1. Akit Devletlerin yetkili makamları, bu Anlaşma hükümlerinin yürütülmesi için gerekli olan bilgileri; bunun yanısıra bu Anlaşmayla uyumsuzluk göstermediği sürece, bu Anlaşma kapsamına giren vergilerle ilgili iç mevzuat hükümlerinin yürütülmesi için ve özellikle bu vergilere ilişikin kaçakcılığın ve suçların önlenmesi için gerekli bilgileri değişime tabi tutacaklardır. Bilgi değişimi 1 inci maddeyle sınırlı değildir. Bir Akit Devlet tarafından alınan her türlü bilgi, o Devletin kendi iç mevzuatı çerçevesinde elde ettiği bilgiler gibi gizli tutulacaktır. Bununla beraber eğer bu bilgi gönderen Devlette gizli olarak kabul ediliyorsa, bu bilgi yalnızca bu Anlaşmaya konu teşkil eden vergilerin tahakkuk veya tahsilleriyle veya cebri icra ya da cezasıyla veya bu hususlardaki şikayet ve itirazlara bakmakla görevli kişi veya makamlara (adli makamlar ve idari kuruluşlar dahil) verilebilecektir. Bu kişi veya makamlar sözkonusu bilgileri yalnızca yukarda belirtilen amaçlar doğrultusunda kullanacaklardır; ancak bu bilgileri mahkeme duşmalarında veya adli kararlar alınırken açıklayabilirler. Yetkili makamlar uygun düştüğünde vergi kaçakçılığına ilişkin bilgi değişimi de dahil olmak üzere, bilgi değişiminin gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla uygun düşen koşulların, yöntemlerin ve tekniklerin geliştirilmesini birbirlerine danışarak sağlayacaklardır.

2. 1 inci fıkra hükümleri, hiçbir surette Akit Devletlerden birini:

a) Kendinin veya diğer Akit Devletin mevzuatına veya idari alışkanlıklarına uymayacak idari önlemler alma;

b) Kendinin veya diğer Akit Devletin mevzuatı veya normal idari işlemleri çerçevesinde elde edilmeyen bilgileri sunma;

c) Herhangi bir ticari, sınai, mesleki sırrı veya ticari işlemi aleni hale getiren bilgileri veya aleniyeti kamu düzenine aykırı düşen bilgileri verme yükümlülüğü altına sokacak şekilde yorumlanamaz.

Madde 25

Karşılıklı Anlaşma Usulü

1. Bir Akit Devlet mukimi, Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin işlemlerinin kendisi için bu Anlaşma hükümlerine uygun düşmeyen sonuçlar yarattığı veya yaratacağı kanaatine vardığında, bu Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle bağlı kalmaksızın, durumu mukimi olduğu Akit Devletin yetkili makamına arzedebilir.

2. Sözkonusu yetkili makam, itirazı haklı bulmakla beraber kendisi uygun bir çözüme ulaşmadığı takdirde, bu Anlaşmaya ters düşen bir vergilemeyi önlemek amacıyla, diğer Akit Devletin yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya gayret sarfedecektir.

3. Akit Devletlerin yetkili makamları, bu Anlaşmanın yorumundan veya uygulamasından kaynaklanan her türlü güçlüğü ve tereddütü karşılıklı anlaşmayla çözmek için gayret göstereceklerdir.

4. Akit Devletlerin yetkili makamları, bundan önceki fıkralarda belirtilen hususlarda anlaşmaya varabilmek için birbirleriyle doğrudan doğruya haberleşebilirler. Anlaşmaya varabilmek için sözlü görüş alış-verişi gerekli görüldüğünde, bu görüşme Akit Devletlerin yetkili makamlarının temsilcilerinden oluşan bir Komisyonda yürütülebilir.

5. Eğer bir Akit Devletin yetkili makamı diğer Akit Devlette bulunan diplomasi memurlarını veya konsolusluk görevlilerini yetkili kılarsa, bunlar, bu Devlet mukimlerinin diğer Ait Devlette ortaya çıkan vergi sorunlarının çözümüne yardımcı olabilirler.

Madde 26

Diplomasi ve Konsolosluk Memurları

Bu Anlaşma hükümleri, diplomasi ve konsolosluk memurlarının Devletler hukukunun genel kuralları ve özel anlaşma hükümleri uyarınca yararlandıkları mali ayrıcalıkları etkilemeyecektir.

Madde 27

Hükümranlık Genişlemesi

1. Bu Anlaşma tümüyle veya gerekli görülebilecek değişikliklerle , bu Anlaşmanın uygulandığı vergilere önemli ölçüde benzer nitelikde vergiler olan ve Akit Devletlerden herhangi birinin uluslararası ilişkiler yönünden sorumluluğunda bulunan herhangi bir Devleti veya hükümranlık alanını da kapsama alacak şekilde genişletilebilir. Böyle bir genişleme, Akit Devletler arasında diplomatik yollarla nota teatisiyle anlaşmaya bağlanan ve ayrıntıları belirtilen değişiklik ve koşullar altında ve bu tarihden itibaren hüküm ifade edecektir.

2. Her iki Akit Devlet arasında aksine anlaşmaya varılmadığı takdirde, bu Anlaşmanın Devletlerden birine 29 uncu madde hükmüne göre yürürllükden kaldırılması, aynı zamanda bu Anlaşmayı, o Maddede belirtilen şekilde, bu Madde gereğince genişletildiği Devlet veya hükümranlık alanı açısından da yürürlükden kaldıracaktır.

Madde 28

Yürürlüğe Girme

Bu Anlaşma, her iki Hükümetin kendi Devletlerinde anayasal olarak gerekli işlemlerin yerine getirildiğini yazıyla birbirlerine bildirmelerinden sonra yürürlüğe girecek ve hükümleri:

a) Türkiye’de, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği yılı izleyen yılın Ocak ayının birinci günü başlayan veya daha sonra başlayan her vergilendirme dönemine ilişkin vergilere;

b) Pakistan’da Anlaşmanın yürürlüğe girdiği yılı izleyen yılın Temmuz ayının birinci günü başlayan veya daha sonra başlayan her tahakkuk dönemine ilişkin vergilere uygulanacaktır.

Madde 29

Yürürlükten Kalkma

Bu Anlaşma, Akit Devletlerden biri tarafından feshedilinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Akit Devletlerden biri her takvim yılının bitiminden en az altı ay önce diplomatik yollardan fesih ihbarnamesi vermek suretiyle feshedebilir. Bu durumda Anlaşma:

a) Türkiye’de, fesih ihbarnamesinin verildiği yılı izleyen yılın Ocak ayının birinci günü başlayan her vergilendirme dönemine ilişkin vergiler için;

b) Pakistan’da fesih ihbarnamesinin verildiği yılı izleyen yılın Temmuz ayının birinci günü başlayan veya daha sonra başlayan her vergilendirme dönemine ilişkin vergiler için,

hüküm ifade etmeyecektir.

BU HUSUSLARI TEYİDEN, iki Devletin tam yetkili temsilcileri, bu Anlaşmayı imzaladılar ve mühürlerini vazettiler.

İslambad’da, ondört Kasım bindokuzyüzseksenbeş tarihinde düzenlenmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına Pakistan islam Cumhuriyeti Adına

Protokol

Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleyen bir Anlaşma imzalayan taraflar, aşağıdaki hükümlerin Anlaşmanın bir cüzünü oluşturduğu hususunda anlaşmışlardır.

1. 7 nci maddenin 1 inci fıkrasının uygulanması ile ilgili olarak, bir Akit Devlet teşebbüsü diğer Devlette bir işyerine sahip olursa ve bu teşebbüs:

a) Bu işyerinden yapılan mal veya ticari eşya satışlarının aynısını veya benzerini bu diğer Devlete gerçekleştirirse veya

b) Bu işyerinde gerçekleştirilen diğer ticari faaliyetlerin aynısını veya benzerini bu diğer Devltete icra ederse,

bu satış veya faaliyetlerden doğan kazançların, diğer Akit Devlette, işyeri kazancı ile birlikte vergilendirilebileceği üzerinde anlaşılmıştır.

Bununla beraber, eğer teşebbüs sözkonusu, satış veya faaliyetlerin, bu Anlaşmadan menfaat temin etme amacı dışında, diğer başka niyetlerle yapıldığını ispat edebilirse, bu satış veya faaliyetlerden doğan kazanç, bu diğer akit Devlette vergilendirilmeyecektir.

2. 7 nci maddenin 3 üncü fıkrasının uygulanmasıyla ilgili olarak, işyerinin bulunduğu Devlette veya diğer herhangi bir yerde yapılan yönetim ve genel idare giderlerinin , aşağıdaki usullerden herhangi biriyle indirilmesine müsaade edilecektir:

a) Daha önceki üç yılda yapılan bu nitelikdeki giderlerin ortalamasına eşit bir meblağ veya yeni açılmış işyerlerinde daha az sayıda yılın ortalaması veya

b) işyerine şu esaslara dayanmak suretiyle atfedilebilen giderler:

i) Teşebbüs tarafndan tutulan muhasabe kayıtları veya

ii) Teşebbüsün ve işyerinin ticari faaliyetlerini yürütmekte kullandıkları toplam sermayeler veya

iii) Teşebbüsün ve işyerinin toplam ciroları veya

iv) Teşebbüsün toplam direkt imalat giderleri ve işyerinin bu tür giderleri.

3. 7 nci Maddenin 3 üncü fıkrasının uyguanmasında, işyeri tarafından teşebbüsün ana merkezine veya diğer herhangi bir bürosuna patentlerin veya diğer hakların kullanılması karşılığında gayrimaddi hak bedeli, ücret veya diğer benzeri ödemelerin yapılması; verilen hizmet veya yönetim kirşılığında komisyon ödenmesi; bankacılık teşebbüsleri hariç olmak üzere, işyerine ödünç olarak verilen paralar karşılığında faiz ödenmesi halinde, sözkonusu meblağların gider olarak indirilmesine (gerçekten yapılan giderlerin geri ödenmesi hariç) müsaade edilmeyecektir. Bunun gibi, işyeri tarafından teşebbüsün ana merkezine veya diğer herhangi bir bürosuna fatura edilen ve patentlerin veya diğer diğer hakların kullanılması karşılığındaki gayrimaddi hak bedeli acret veya diğer benzeri ödemeler; verilen hizmet veya yönetim karşılığındaki komisyonlar, bankacılık teşebbüsleri hariç olmak üzere, teşebbbüsün ana merkezine veya diğer herhangi bir bürosuna ödünç olarak verilen paralar karşılığındaki faizler, işyerinin kazancının tespitinde dikkate alınmayacaktır (gerçekten yapılan giderlerin geri ödenmesi hariç).

4. 10, 11 ve 12 nci maddelerle ilgili olarak “gerçek lehdar” teriminin, bir üçüncü ülke mukiminin Türkiye veya Pakistan’dan elde ettiği temettü faiz ve gayrimaddi hak bedellerinde bu Anlaşmadan yararlanmasını önleme yönünde yoruma tabi tutulacağı ve bu önlemenin Akit Devletlerin mukimlerine doğru genişletilmeyeceği hususunda anlaşılmıştır.

line
footer

Adres: Kızılay Atatürk Bulvarı No:64/25 Çankaya/ANKARA | Telefon:(312) 419 80 08 | Mail: [email protected] | web Tasarım: kızılayWeb | © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.