ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI

Kurumlar vergisi mükellefi olan şirketin, yasal olarak geçerli bir neden olmaksızın kendi kazancını azaltacak ve vergi kaybına yol açacak şekilde vasıtalı ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu şirketlere faiz geliri elde edebileceği ya da finansman giderlerine katlanarak elde ettiği kaynaklarını karşılıksız kullandırması ve bu şirketlere menfaat sağlanması, şirketin kazancının tamamen ya da kısmen örtülü olarak dağıtıldığı sonucunu doğurur.

İstemin Özeti: 2002 yılı işlemleri incelenen davacının örtülü kazanç dağıtımında bulunduğu ileri sürülerek inceleme raporuyla hesaplanan matrah farkı üzerinden salınan kurumlar vergisi, hesaplanan fon payı ve kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Vergi Mahkemesi; bir kısım kazancın beyan dışı bırakıldığı ve örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğundan söz edebilmek için, ortaklık ilişkisi içinde bulunan kişilere örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu hususunun kesin ve somut bir biçimde belirlenmesi gerektiği ve ayrıca yapılacak emsal mukayesesinde, uğraş konuları farklı olan şirketlerin bağlı bulunduğu holding şirketlerinin aldığı hizmet bedellerinin esas alınması gerekmekte iken bu tespitler yapılmaksızın matrah farkı belirlendiği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı idare, ilgili bulunduğu şirketlere faizsiz para kullandıran davacının örtülü kazanç dağıtımında bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Karar: 2002 yılı işlemleri incelenen davacının örtülü kazanç dağıtımında bulunduğu ileri sürülerek salınan kurumlar vergisi, hesaplanan fon payı ve kesilen vergi ziyaı cezasını kaldıran Vergi Mahkemesi kararı Vergi Dairesi Müdürlüğünce temyiz edilmiştir.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinde, sermaye şirketlerince dağıtılan örtülü kazançların kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği belirtilmiş, 17. maddesinde ise kazancın hangi hallerde tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı açıklanmıştır. Buna göre; şirket, kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler, idaresi murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım, imalat, inşaat ve hizmet ilişkilerinde bulunursa kazanç kısmen veya tamamen örtülü olarak dağıtılmış sayılacaktır.

Örtülü kazanç dağıtımı, kurumlar vergisi mükellefi olan bir şirketin vergilendirilmemiş kazancının yasal kazanç dağıtımı ya da sermayenin geri ödenmesi söz konusu olmadan ortaklara veya ortakların yakınlarına aktarılmasıyla gerçekleşmektedir. Örtülü kazanç dağıtımına ilişkin yasal düzenlemelerin amacı kuruma ait kazancın tamamen ya da kısmen vergiye tabi tutulmaksızın kurum dışına çıkarılmasını önlemektir. Örtülü kazanç dağıtımından söz edilebilmek için doğrudan ya da dolaylı bir ortaklık ilişkisinin mevcut olması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, hastane işletmeciliği yapmak üzere 19.06.2000 tarihinde faaliyetine başlayan davacı ile yurt dışında yerleşik gibi görünen (M) Limited arasında kurulacak hastanede kullanılacak malzeme ve tıbbi teçhizatı satın almak amacıyla 01.11.2000 tarihinde sözleşme imzalandığı, bu sözleşme uyarınca adı geçen firmaya avans ödemesi yapıldığı ve ödemenin 2001 yılının Mayıs ayına kadar devam ettiği, bu ödemelerin bir bölümünün şirket sermayesinden bir bölümünün ise (…) Bank Bahreyn Şubesi’nden alınan kredi ile yapıldığı, 2001 yılında hastane kurma işinden vazgeçildiği ve ödenen avansın geri alındığı, (M) Limited’in Türkiye’deki işyeri nedeniyle Türkiye’de vermiş olduğu herhangi bir beyannameye rastlanılmadığı, davacı şirkete 18.09.2001 tarihinde (…) Bank havalesiyle yatırılan paranın göndericisinin (M) Limited olduğu, ancak gönderene ait adres ve iletişim bilgilerinin yer almadığı, 08.12.2000 tarihinde (M) Limited tarafından ödenmiş gibi görünen meblağın (X) adlı kişinin (…) Bank Ankara Şubesindeki hesabından davacı şirketin aynı şubedeki hesabına virman suretiyle yatırılan para olduğu, (X)’nin bankaya adres olarak davacı şirketin adresini bildirdiği, (X)’in davacı şirketin bağlı olduğu (…) Holding Anonim Şirketinin ve bu holding bünyesindeki diğer şirketlerin genel vekili olduğu, davacı şirketin ana sözleşmesinin 11. maddesinde şirketin denetçisi ……… tarihli vekaletnamede de genel vekili olduğunun belirtildiği, (…) Bank Başkent Kurumsal Şubesi’nde yapılan araştırmaya göre (M) Limited adına bankada işlem yapmaya yetkili kişiler arasında davacının % 8 ortağı olan (Y)’nin isminin yer aldığı, (Y)’nin 2000 ve 2001 yıllarında şirket ünvanı altında akçalı işler de dahil olmak üzere (M) Limited’in geniş yetkili vekili olduğu, ayrıca (…) Holding Anonim Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren (…) Dış Tic. ve Müt. Anonim Şirketi ile davacı şirket arasında herhangi bir mal veya hizmet alım satım ilişkisi olmadığı halde bu şirkete nakit para verildiği, tahsilat yapıldığı ve aynı zamanda bazı şirketlere olan borçlarını ödediği, buna karşılık bu şirketin de davacının kamu kurumlarına olan vergi, SSK primi gibi borçları ile (…) Firmasına olan borçlarını ödediği, bu borç/alacak ilişkisinin “Diğer Çeşitli Alacaklar”, “Diğer Çeşitli Borçlar” hesaplarında izlendiği anlaşılmıştır.

Bütün bu tespitler (M) Limited’in, davacı şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan (Y)’nin nüfuzu altında bulunan bir firma olduğunu, dolayısıyla davacı ile aralarında vasıtasız ortaklık ilişkisi bulunduğunu ortaya koyduğu gibi, davacı şirketin kuracağı hastanede kullanılacak makine ve tıbbi teçhizatın temini hususunda yaptığı sözleşme uyarınca, sözleşmede gösterilen meblağın yaklaşık yarısının hemen avans olarak ödenmesi, sözleşmede paranın bakiye kısmının malların tesliminden itibaren en geç bir ay içerisinde ödeneceğinin yazılı olmasına rağmen, herhangi bir mal teslimi yapılmadan (M) Limited ve davacı şirket tarafından kısa aralıklarla karşılıklı olarak para ödemesi yapılmaya devam edilmesi, ödemelerin 2001 yılının Mayıs ayına kadar sürmesi ve davacı kurum yetkilisinin ifadeleri dikkate alındığında, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun anılan 17. maddesinde öngörülen örtülü kazanç dağıtımının tüm unsurlarının gerçekleştiği, yasal olarak geçerli bir neden olmaksızın kendi kazancını azaltacak ve vergi kaybına yol açacak şekilde vasıtalı ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu şirketlere faiz geliri elde edebileceği ya da finansman giderlerine katlanarak elde ettiği kaynaklarını karşılıksız kullandırması ve bu şirketlere menfaat sağlanması nedeniyle, davacı şirket kazancının tamamen ya da kısmen örtülü olarak dağıtıldığı sonucuna ulaşıldığından, yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oyçokluğuyla karar verildi.

—————————————————————————————-

Danıştay 4. Daire

Tarih : 10.07.2007

Esas No : 2006/5080

Karar No : 2007/2693

5422 s. KVK Md. 17

Benzer Konular:

  1. ÖRTÜLÜ KAZANÇ İDDİASI İÇİN EMSAL ARAŞTIRMASI GEREKTİĞİ
  2. ORTAKLARA CARİ HESAP YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMINDA KDV
  3. ÖRTÜLÜ KAZANÇTA EMSAL ZORUNLULUĞU
  4. ALINAN KREDİNİN ŞİRKETE BORÇ VERİLMESİNDE ÖRTÜLÜ SERMAYE
  5. Örtülü sermaye faizinde KDV
line
footer

Siteyi Yabancı Dile Çevirmek İçin Yukarıdaki İlgili Ülke Bayrağına Tıklayınız. / Language - Translation

Adres:Atatürk Bulvarı No:64/25 Kızılay-Çankaya/ANKARA Telefon:(+90 312) 419 80 08 - © 2011 Tüm Hakları Saklıdır.

Web Tasarım:kızılayWeb