MÜKELLEFİN ÖLÜMÜ İLE İDARİ PARA CEZALARI MİRASÇIDAN İSTENEBİLİR Mİ?

kişilerin ölümü halinde idari para cezalarının mirası reddetmemiş mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği yönünde ayrıca bir hüküm bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu durumda, sözkonusu para cezasının adı geçenin mirasçılarından tahsil edilmemesi gerekmektedir.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığ Mükellef Hizmetleri Tahsilat Grup Müdürlüğü

Sayı:B.07.1.GİB.4.34.20.01/288-3146 02.07.2007*7674

Konu: idari para cezasına muhatap olan kişinin ölümü halinde cezanın mirasçılarındantahsil edilip edilemeyeceği.

…………………. VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNE

İlgi: Mükellef Hizmetleri …… Grup Müdürlüğüne hitaben yazılan 08.06.2007 tarih ve 16595 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız ile, ……….. adına hafriyatı toprağa dökmesi nedeniyle 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca ………….. Sağlık Kurulu Başkanlığınca idari para cezası kesildiği ve dairenizden 6183 sayılı Kanun uyarınca tahsilinin istenildiği, adı geçenin mirasçılarının, …………’un 15.10.2001 tarihinde vefat ettiğini belirterek Anayasanın 38.maddesi gereği sözkonusu tutarın terkin edilmesi talebinde bulundukları, bu durumda sözkonusu para cezasının mirasçılardan mı tahsil edileceği, 442 Seri No.lu Tahsilat Genel Tebliği gereğince terkin mi edileceği hususunda görüş talep edilmektedir.

442 Seri No.lu Tahsilat Genel Tebliğinin “VIII – ÖLÜM HALİNDE İDARİ PARA CEZALARI HAKKINDA YAPILACAK İŞLEMLER” başlıklı bölümünde,

“Bilindiği gibi, 6183 sayılı Kanunda adli ve idari para cezalarının amme borçlusunun ölümü halinde terkin edilip edilmeyeceği hususunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.

Ancak, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38 inci maddesinin yedinci fıkrasında “Ceza sorumluluğu şahsidir.” hükmü yer almaktadır.

Anayasanın bu hükmü ile şahısların işledikleri idari veya adli suçlara istinaden gerek adli gerekse idari merciler tarafından verilen cezaların yalnızca o kişiye yönelik olarak infaz edilmesi gerektiği hüküm altına alınmaktadır.

Diğer taraftan, 12/10/2004 tarihli ve 25611 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun;

“Ceza sorumluluğunun şahsîliği” başlıklı 20 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında “(1) Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” hükmü,

“Sanığın veya hükümlünün ölümü” başlıklı 64 üncü maddesinde de “(1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.

(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.” hükmü,

yer almaktadır.

Ayrıca, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 96 ncı maddesinde de 5237 sayılı Kanunun 64 üncü maddesine paralel hüküm yer almakta idi.

Bu itibarla, Anayasanın 38 inci maddesi hükmü ile mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer verilen hükümler nedeniyle, cezaya muhatap kişinin ölümü halinde mahkemeler tarafından verilen adli para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi gerekmektedir. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş olan mahkeme kararlarının infazı gerektiğinden, bu tutarlar ve eşyalar gerek terekeden gerekse mirasçılardan aranılacaktır.

Öte yandan, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince, çeşitli kanunlardaki hükümlere dayanılarak tatbik edilmesi öngörülen ve idarelerin düzenleme yapma ve ceza verme yetkileri gereğince verilen idari para cezalarının, özel kanunlarda belirlenen sürelerde ödenmemesi ve bu cezaların kesinleşmesi halinde, takip ve tahsil işlemlerinin 6183 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirileceği hüküm altına alınmıştır.

İdari para cezalarının düzenlendiği özel kanunlarda, cezaya muhatap olan kişilerin ölümü halinde idari para cezalarının mirası reddetmemiş mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği yönünde ayrıca bir hüküm bulunmaması koşuluyla, Anayasanın 38 inci maddesinde yer verilen “Cezaların Şahsiliği” ilkesi gereğince, bu idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi icap etmektedir.

…………….

Tüzel kişilere yönelik olarak verilen adli veya idari para cezalarının tüzel kişiliğin mal varlığından tahsil edilememiş olması nedeniyle, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre sorumlu tutulan ortaklar ve/veya kanuni temsilcilerin ölümü halinde, cezaya tüzel kişilik muhatap olması nedeniyle, mirası reddetmemiş mirasçılarından bu alacakların takibine devam edilecektir. “denilmektedir.

İlgi yazınızdan, ………….. adına 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca para cezası kesildiği anlaşılmakta olup, sözkonusu Kanunun tetkiki neticesinde cezaya muhatap olan kişilerin ölümü halinde idari para cezalarının mirası reddetmemiş mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği yönünde ayrıca bir hüküm bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu durumda, sözkonusu para cezasının adı geçenin mirasçılarından tahsil edilmemesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, tüzel kişilere yönelik olarak verilen idari para cezalarının tüzel kişiliğin malvarlığından tahsil edilememesi nedeniyle 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre sorumlu tutulan ortak ve/veya kanuni temsilcilerden takibi gerekmekte olup, ancak bu şahısların ölümü halinde cezaya tüzel kişiliğin muhatap olması nedeniyle mirası reddetmemiş mirasçılarından takibine devam edilecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre ifasını rica ederim.

Başkan a.

Grup Müdür V

Benzer Konular:

  1. VERGİ DAİRESİ İLE UZLAŞMA
  2. Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü istikakın Bankalar Aracılığı ile Ödenmesine Dair Yönetmelik
  3. SİGORTALI OLANLAR İLE HAK SAHİPLERİNİN TAHSİS İŞLEMLERİ
  4. Resmi Defterler ile ilgili Püf Noktalar
  5. Vegi borçları kredi Kartıyla Ödenebilecek
line
footer

Adres: Kızılay Atatürk Bulvarı No:64/25 Çankaya/ANKARA | Telefon:(312) 419 80 08 | Mail: [email protected] | web Tasarım: kızılayWeb | © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.