Esasen 2005 yılına kadar prensip olarak emekli iken kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmaya başlayanlardan sadece Emekli Sandığı emeklisi olanların emekli aylıkları kesiliyor, tekrar emeklilik talebinde bulunması halinde ise eski hizmetleri ile yeni hizmetleri birleştirilerek toplam hizmet süresi üzerinden yeni aylık bağlanıyordu.
SSK veya Bağ-Kur’dan emekli iken Kamuda çalışmaya başlayanların ise emekli aylıkları kesilmiyor almaya devam ediyorlardı. Dolayısıyla daha önce SSK veya Bağ-Kur tarafından emekli aylığı bağlanan süreleri tahsis hakkından yararlandığı gerekçesiyle yukarıda bahsettiğimiz 2829 sayılı Kanun hükmü uyarınca yeni hizmetleri ile birleştirilmiyordu.
Ancak 5335 sayılı Kanun’un 27.04.2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle sistem içinden çıkılamaz hale gelmiştir. Öncelikle bahsettiğimiz 5335 sayılı Kanun’un ilgili maddesi olan 30. maddesinde yer alan düzenlemeye bir bakalım. Bu madde de “Cumhurbaşkanı tarafından atananlar, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararnameyle atanan veya görevlendirilenler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce yapılan seçimler sonucunda görev verilenler ile yükseköğretim kurumlarının öğretim üyeliklerine yapılacak atamalar hariç olmak üzere, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar, genel bütçeye dahil dairelerin, katma bütçeli idarelerin, döner sermayelerin, kefalet sandıklarının, sosyal güvenlik kurumlarının ve bütçeden yardım alan kuruluşların kadrolarına açıktan atanamazlar. Diğer kanunların bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanmaz.
Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50′sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar.
Diğer kanunların emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken emeklilik veya yaşlılık aylıkları ve/veya diğer tazminatları kesilmeksizin atanmaya, çalıştırılmaya veya görevlendirilmeye izin veren hükümleri ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun ek 11. maddesine göre 01.01.2005 tarihinden önce alınmış Bakanlar Kurulu kararları uygulanmaz.
Bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri;
a- Cumhurbaşkanlığına seçilenler,
b- Dışarıdan Bakanlar Kurulu üyeliğine atananlar,
c- Yasama Organı üyeliğine seçilenler,
d- Mahalli idareler seçimleri sonucuna göre görev alanlar,
e- Sadece toplantı veya huzur ücreti ya da hakkı ödenen görevleri yürütenler ile yönetim ve denetim kurulu üyeliği ücreti karşılığında görevlendirilenler,
f- Yaş haddini aşmamış olmaları kaydıyla her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ders ücreti karşılığı ders görevi verilenler (üniversitelerde ders ücreti karşılığı ders görevi verilenler hakkında yaş haddini aşmamış olmaları kaydı aranmaz.),
g- Vakıf üniversitelerinde görev alanlar,
h- Özel kanunlarında emeklilik veya yaşlılık aylığı kesilmeksizin çalıştırılma veya görev yapma hakkı verilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından atananlar, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararname ile atanan veya görevlendirilenler ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce yapılan seçimler sonucunda görev verilenler,
i- 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 60. maddesinin (a) fıkrası uyarınca Yasama Organı üyeliğinin bitiminden sonra öğretim üyesi olarak atanmış olanlar
hakkında uygulanmaz.” denilmek suretiyle konu hüküm altına alınmıştır.
Bu düzenlemeye göre ortaya garip bir durum çıkmıştır. Eski uygulama anlamlıydı. Şöyle ki herhangi bir kurumdan emekli iken tekrar çalışmaya başlayanların iki yolu vardı. Birincisi bir sosyal güvenlik kuruluşunun mevzuatına göre çalışması koşuluyla emekli aylığını kestirerek yaşlılık sigortasına prim ödemek. İkinci yol ise emekli aylığını kestirmeden Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışmaya devam etmek. Birinci yolda tekrar emeklilik talebinde bütün hizmetler birleştiriliyor ve toplam hizmetler üzerinden aylık bağlanıyordu. İkinci yolda ise tekrar emeklilik talebinde bulunmasına gerek kalmıyor işten ayrılınca SGDP ödemiyor ve emekli iken geçen süresi emekliliğini etkilemiyordu. Buraya kadar her şey normal. Ya 2005 yılı sonrası ne oldu? Emekli bir kamu kurumunda çalışırsa hem emekli aylığı kesiliyor hem de eski süreleri tahsis hakkından yararlandığı gerekçesi ile birleştirilmiyor.
Yapılması gereken kanuni bir düzenleme yapılarak emekli aylığı kesilirse yeni hizmetleri ile eski hizmetleri birleştirilmeli ve toplam hizmet süresine göre yeni aylık bağlanmalıdır. Aksi durumda özellikle kamuda çalışan kişiler kısmi emeklilik için gerekli 15 yıl ve 61 yaş şartlarıyla ikinci emekliliği hak etmek için çalışmaya devam ediyorlar hatta 65 yaşına kadar 15 yılı dolduramıyorlar ve son çalışmaları boşa gidiyor.
Örnek: Emekli Sandığı’na tabi 10 yıl hizmeti olan bir kişinin görevinden ayrılarak SSK’lı olması ve bu kurumdan emekli olması halinde 2005 yılından önce de kamuda çalışmaya başladığını varsayalım. Bu kişi SSK’dan emekli aylığı almakta iken 5335 sayılı Kanun gereğince emekli aylığı kesilecektir. Daha sonra bu kişinin emeklilik talebinde bulunması halinde eski hizmetleri değerlendirilmeyecek ve sadece yeni hizmetlerine göre işlem yapılacaktır. Süresi yetiyorsa tarafına memur emeklisi aylığı bağlanacak, yetmiyorsa kesenekleri iade edilecek ve hizmetleri tasfiye olacaktır. Tarafına aylık bağlanırsa bu sefer de daha önceki 10 yıllık süresi için emeklilik ikramiyesi ödenmeyecektir.Konu İle ilgili bir Anayasa mahkemesi kararı vardır.İlgili Linki Tıklayınız.
EMEKLİLERİN MAAŞ KESİNTİSİ “ANAYASA MAHKEMESİ KARARI”
Benzer Konular:
Adres:Atatürk Bulvarı No:64/25 Kızılay-Çankaya/ANKARA Telefon:(+90 312) 419 80 08 - © 2011 Tüm Hakları Saklıdır.
Web Tasarım:http://websitesitr.com/