I- GİRİŞ
Esnaf ve sanatkarlar, toplumun tüm kesimlerine yönelik üretimleriyle ekonomik büyümeye ve sosyal sisteme katkı sağlayan, ekonomik dinamikliliğin ve canlılığın kaynağını oluşturan, refahı tabana yayan, istihdama önemli bir düzeyde katkı veren, bunların yanında istikrarın da temel mekanizması olarak kabul gören bir kesimdir.
Esnaf ve sanatkar tanımı başta, söz konusu kesimin “Temel Kanunu” diyebileceğimiz 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nda yer almış, ayrıca 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda da esnaf ve sanatkarlarla ilgili hükümlere yer verilmiştir.
II- ESNAF VE SANATKAR TANIMI
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesi; “İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseleri” esnaf ve sanatkar olarak tanımlamıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun “Esnaf” başlıklı 17. maddesinde, “İster gezici olsun, ister bir dükkanda veya bir sokağın muayyen yerlerinde sabit bulunsunlar, iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildirler.” hükmü yer almaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nda esnaf tanımı yapılmamış olmakla birlikte, kimlerin tacir olamayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükmündeki esnaf ve sanatkar tanımının, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’ndaki esnaf ve sanatkar tanımına göre, daha dar kapsamlı olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek Türk Ticaret Kanunu ve gerekse de Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun esnaf tanımına ilişkin getirmiş olduğu hükümlerinden, “tacir” ve “esnaf” kavramlarının birbirinden ayırt eden kesin çizgilerin olmadığı görülmektedir.
“Esnaf” ile “Tacir” ayrımının sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 63. maddesi ile “Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu” kurulmuştur.
Kurul, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı veya ilgili müsteşar yardımcısının başkanlığında, Sanayi ve Ticaret, Maliye, Millî Eğitim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarının ilgili genel müdürleri ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nın bir temsilcisi ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ni temsilen katılan bir temsilci ve Konfederasyonu temsilen katılan bir temsilciden oluşmaktadır. Kurul, esnaf ve sanatkar kollarını belirlemek, yıllık gayrisafi gelirleri ve bölgelerin özelliklerine göre esnaf ve sanatkarlar ile tacir ve sanayicinin ayrımını yapmak, Türk Ticaret Kanunu’nun 1463. maddesi gereğince çıkarılacak Bakanlar Kurulu’nca çıkarılması öngörülen karar taslağını hazırlayarak Bakanlığa sunmak üzere yetkilendirilmiştir.
Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun 23.05.2007 tarih ve 1 sayılı Kararı’na dayanılarak, Bakanlar Kurulu tarafından Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayicinin ayırımına ilişkin 18.06.2006 tarih ve 2007/12362 sayılı Karar alınmıştır.
Bakanlar Kurulu’nun 18.06.2006 tarih ve 2007/12362 sayılı Kararı ile;
1) 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63. maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. ve 17. maddelerinin uygulaması bakımından;
a) Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,
Ancak, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya satış tutarları ya da gayrisafi iş hasılatı, esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıt için zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanların ise kayıtlarının, esnaf ve sanatkâr sicili marifetiyle ticaret siciline aktarılması,
b) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Karar’ın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları ile ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin bünyesindeki odalara kaydedilmeleri
kararlaştırılmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesi, birinci sınıf tüccarların kimlerden oluşacağını belirlemiştir. Buna göre;
- (1. bent) Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanlardan yıllık alımları ve satımları tutarları VUK’da belirtilen miktarlardan fazla olanlar (2007 yılı için yıllık alımlarda 100.000,00 YTL veya yıllık satımlarda 140.000,00 YTL),
- (2. bent) Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayrisafi iş hasılatı VUK’da belirtilen miktarı aşanlar (2007 yılı için 56.000,00 YTL),
- (3. bent) 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı VUK’da belirtilen miktarı aşanlar (2007 yılı için 100.000,00 YTL),
- (4. bent) Her çeşit ticaret şirketleri ile kooperatifler,
- (5. bent) Kurumlar vergisine tabi diğer tüzel kişiler,
- (6. bent) Kendi istekleri ile bilanço esasına göre defter tutanlar
birinci sınıf tüccar kapsamına girmektedir.
Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayicinin ayırımına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı’na göre, Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin 1. fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanlar esnaf ve sanatkâr sayılmaktadır.
Yukarıdaki tanımlar; teorik olarak esnaf ve sanatkar ile sanayici ve tacir ayrımının yapılmasında yeterli gözükmektedir. Ancak uygulamada söz konusu tanımlar, esnaf ve sanatkar ile sanayici ve tacir ayırımının yapılmasında yeterli olmamakta, TOBB bünyesindeki odalar ile TESK bünyesindeki odalar arasında ihtilafa neden olmaktadır.
Esnaf ve sanatkar tanımının net bir şekilde yapılamaması, sorunlarının tespitini ve ekonomiye katkılarını artıracak çözüme dönük eylem ve projelerin yapılmasını ve uygulanmasını zorlaştırmaktadır.
Halen yürürlükte bulunan esnaf ve sanatkarlar tanımı, bugün sürekli üreten, satan, ihracat yapan esnaf ve sanatkarlar için yetersiz kalmaktadır.
Bu nedenlerle, esnaf ve sanatkar tanımının günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden yapılması gerekmektedir.
III- ODAYA KAYIT
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu hükümleri uyarınca, esnaf ve sanatkar meslek kollarının birinde faaliyet gösterenlerin, aynı meslekte faaliyette bulunan esnaf ve sanatkarların bir araya gelerek il merkezlerinde veya ilçelerde kurmuş oldukları “İhtisas Odasına”, meslek ve sanatları ile ilgili ihtisas odası bulunmaması durumunda da çeşitli mesleklerdeki esnafların bir araya gelerek kurdukları “Karma Odaya” kayıt olma zorunlulukları vardır.
Anılan Kanun’un “Odaya Kayıt” başlıklı 6. maddesi, esnaf ve sanatkarların sicile kayıtları yapılmadıkça, hiçbir şekilde odaya kaydının yapılamayacağını hükme bağlamıştır. Zira anılan Kanun’un 67. maddesi, esnaf ve sanatkârların sicillerinin, sağlıklı ve güvenli bir şekilde Bakanlık e-Esnaf ve sanatkâr veri tabanında tutulması ve yayınlanmasını teminen ticaret davalarına bakan asliye hukuk mahkemeleri gözetiminde ve kurulu bulunduğu il idari sınırları içerisinde çalışmak üzere birlik bünyesinde ayrı bir birim olarak Esnaf ve Sanatkâr Sicil Müdürlüğü kurulacağını, 68 maddesi ise, bu Kanun kapsamındaki esnaf ve sanatkârların, yanlarında çalışanları hariç, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren durumlarını otuz gün içinde bağlı bulundukları sicile tescil ve Sicil Gazetesi’nde ilan ettirmekle yükümlü olduklarını hüküm altına alınmıştır.
5362 sayılı Kanun’un “Odaya Kayıt” başlıklı 6. maddesine göre;
- Sicile kayıt olan esnaf ve sanatkârlara ait bilgiler sicil tarafından; Elektronik ortamda, işyerlerinin bulunduğu yerdeki, işyerleri seyyar olanların ikametgâhlarının bulunduğu yerdeki meslek ve sanatları ile ilgili ihtisas odasına; Meslek ve sanatları ile ilgili ihtisas odası bulunmayanların bilgileri ise karma odaya kayıt için gönderilecek ve ilgili oda yönetim kurulu da, bu kişilerle ilgili üyelik kararlarını ilk toplantısında alacaktır.
- Oda kuruluş yeter sayısına ulaşılamadığı için oda kurulması mümkün olmayan yerlerdeki esnaf ve sanatkârların kayıtları birlik marifetiyle tutulacak ve esnaf ve sanatkârlara odalarca verilen hizmetler, ilçelerde şube açmak suretiyle birlik tarafından verilecektir.
- Aynı işyerinde birden fazla konuda faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârlar esas faaliyeti ile ilgili odaya kayıt olacaklar, ancak, üye isterse yükümlülüklerini yerine getirmek kaydıyla diğer faaliyetleriyle ilgili odalara da sicil marifetiyle kayıt yaptırabilecektir.
- Esnaf ve sanatkârlar odasına kayıtlı olanlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki Ticaret ve Sanayi Odasına, Ticaret Odasına, Sanayi Odasına, Deniz Ticaret Odasına; Bu odalara kayıtlı bulunanlar ise esnaf ve sanatkârlar odasına kaydedilemeyeceklerdir. Keza sermaye şirketlerinin ortakları, başkaca esnaf ve sanatkârlık faaliyeti olmadıkça, sadece şirket ortaklığı sebebiyle hiçbir şekilde esnaf ve sanatkârlar odalarına üye kaydedilemeyeceklerdir.
IV- ÜYELİK ŞARTLARI
5362 sayılı Kanun’un 7. maddesi; Oda üyeliği için gerekli şartları maddeler halinde sıralamıştır. Anılan madde aynen “Oda Üyeliği” için aşağıdaki şartlar aranır:
a- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak veya yabancı devlet tabiiyetinde bulunmakla beraber Türkiye’de sanat ve ticaret yapıyor olmak.
b- Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmak.
c- Vergi mükellefi olmak ya da vergiden muaf olmak.
d- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıtlı olmamak
hükmünü içermektedir.
V- ÜYELİĞİN SON BULMASI
5362 sayılı Kanun’un 8. maddesi, oda üyeliğinin son bulmasını gerektiren halleri ve bunun yöntemini düzenlemiştir. Buna göre;
a- Daimi olarak odanın çalışma bölgesi dışına çıkan,
b- 7. maddede belirtilen şartlardan herhangi birini kaybeden veya bu şartlardan herhangi birine sahip olmadığı sonradan anlaşılan,
c- Sanat ve mesleğini yapmaktan sürekli olarak men edilen,
d- Vergi mükellefiyetini sildirenlerden altı ay içinde tekrar vergi mükellefiyeti tesis ettirmeyen üyelerin, oda kayıtlarının silinmesi için yönetim kurulunun kararı gerekmekte ve yönetim kuruluna da durumu sicile bildirerek kaydın silinmesinin temin etmek ve kaydı silinen üyeye Oda tarafından on gün içinde üyenin odaya bildirdiği iş yeri ve ikamet adresine yazılı olarak bildirimde bulunmak görevi verilmektedir.
Ayrıca anılan maddenin 2. fıkrasıyla da, üyelikleri sicil tarafından silinenlerden, üye niteliğini tekrar kazananların oda üyeliğinin sicil tarafından tekrar tesis edileceği, bu şekilde üyeliği tekrar tesis edilen üyenin daha önce kazanmış olduğu haklarının aynen devam edeceği, ancak, esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının yetkili organlarında görevli olup da oda üyeliği yukarıdaki sebeplerden dolayı kesintiye uğrayanların yetkili organlardaki görevleri de kendiliğinden sona ereceği, bu kişilerin üyeliklerini tekrar kazanmış olsalar dahi o döneme ilişkin yetkili organ üyelikleri devam etmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
VI- SONUÇ
Esnaf ve sanatkar tanımı başta, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nda yer almış, ayrıca 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda da esnaf ve sanatkarlarla ilgili hükümlere yer verilmiştir. Halen yürürlükte bulunan esnaf ve sanatkarlar tanımı, bugün sürekli üreten, satan, ihracat yapan esnaf ve sanatkarlar için yetersiz kalmaktadır. Bu nedenlerle, esnaf ve sanatkar tanımının günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden yapılması gerekmektedir.
Esnaf ve sanatkarların temel kanunu olan 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 6. maddesiyle, esnaf ve sanatkarlara, faaliyet gösterdikleri meslek ve sanatları ile ilgili İhtisas Odasına, İhtisas Odası bulunmaması halinde de Karma Odaya kayıt olma zorunluluğu getirilmiştir. Anılan Kanun’un 7. maddesi oda üyeliği için gerekli şartları maddeler halinde sıralarken, 8. maddesi, Oda üyeliğinin son bulmasını gerektiren halleri ve bunun yöntemini düzenlemiştir.
Benzer Konular:
Ankara İrtibat Telefonu : (+90 312) 344 98 22 - © 2011 Tüm Hakları Saklıdır.