DEFTER VE BELGELERİN İBRAZ EDİLMEMESİ

* Defter ve belgelerin haklı bir neden olmaksızın ibraz edilmemesi halinde bulunacak matrah farkı üzerinden üç kat vergi ziyaı kesilmesi gerekir.

İstemin Özeti: Akaryakıt ticareti yapan davacıya ait defter ve belgelerin akaryakıt istasyonunun deposunda meydana gelen yangında yanmasından dolayı ibraz edilmemesi ve katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi nedeniyle adına Nisan 2005 dönemi için, resen salınan ve gecikme faizi eklenmeksizin hesaplanan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi davaya konu yapılmıştır.

Davayı inceleyen (…) Vergi Mahkemesi; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. ve 30. maddelerine değinerek, davacı şirketin tarh dosyasında bazı faturaların anlaşmalı matbaada basıldığına dair form olmadığı, inceleme raporlarına göre içeriği itibarıyla gerçek bir teslime dayanmayan fatura düzenleyen ve mükellefiyeti 01.08.2004 tarihi itibarıyla resen silinen (…) Ltd. Şti.’nin davacıya fatura düzenlemesi nedeniyle 06.01.2006 günlü ve 42 sayılı; 22.02.2006 günlü ve 440 sayılı yazılarla 2005 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmek istendiği, 09.05.2006 günlü ve 71 sayılı yazıyla ibrazı istenen 2005 yılına ait yasal defter ve belgelerin, yanması nedeniyle ibraz edilmemesi üzerine düzenlenen inceleme raporunda, zayi belgesi olmadığından yangın iddiasının mücbir sebep olarak kabul edilmediği, yasal defter ve belgelerin ibrazından kaçınıldığı, bu nedenle katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmesinin yazılı belge sisteminin amacına uymaması nedeniyle, yeniden oluşturulan beyan tablosuna göre tarhiyat yapıldığı, hukuk sistemimizde vergilendirmeyle ilgili her türlü muamelenin belgeye dayandırılması ve bu belgelerin defterlere kaydedilmesi esasının benimsendiği, usulüne uygun şekilde yapılan kayıtların, işlemlerin gerçekliği konusunda mükellefler lehine karine oluşturduğu, aksi durumun vergi idaresi tarafından ibraz mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin incelenmesiyle saptanabileceği, mücbir sebep hali olmaksızın ibrazdan kaçınıldığında işlemlerin gerçekliği konusunda mükelleflerin bu karineden yararlanamayacağı ve resen tarh nedeni doğacağı, usulüne uygun olarak tebliğine karşın haklı mazeret olmaksızın defter ve belgelerin ibraz edilmemesinin, vergi idaresinin denetiminden kaçınarak gerçek durumun ortaya çıkmasının engellenmesi sonucunu yaratacağı, Mahkemelerinin, (…) sayılı dosyasındaki (…) günlü ara kararıyla davacıdan 2005 yılına ait tüm yasal defter ve belgelerinin istendiği, verilen cevapta iş yerinde 12.01.2006 tarihinde meydana gelen yangında defter ve belgelerin zayi olduğu belirtilerek, kolluk kuvvetlerince düzenlenen ve davacı şirket yetkilisinin tek taraflı ifadesini içeren bir olay yeri tutanağıyla bir fezleke gönderildiği, herhangi bir zayi belgesi sunulmadığı, bu belgelerden, jandarma tarafından düzenlenen tutanakta, şirket çalışanı tarafından, yangında arızalı eski bir buzdolabının, yeni olan ve montajı yapılmamış bir adet elektrik trafosunun ve 2003, 2004, 2005 yılı 11. aya ait faturaların yandığının beyan edildiği, tüm defter ve belgelerin yandığına ilişkin bir beyan ve tespit bulunmadığı, yangına ilişkin olarak jandarma tarafından hazırlanan krokide yangının çıktığı yerin, yakınındaki trafo binasından çekilen bir adet seyyar ampulle aydınlatıldığı, yangında zarar gören depo haricinde, bir büro, bir ofis, iki malzemelik, pompalar, yer altı yakıt tankları ve et mangal lokantası bulunduğu, depo haricinde yerler bulunmasına karşın, henüz beyanname verme süresi dahi geçmeyen 2005 yılına ait defter ve belgelerin burada muhafaza edilmesinin normal ve mutad bir durum olmaması, yangının, 06.01.2006 tarihli yazıdan sonra olması ve incelemenin gerçek bir teslime dayanmayan fatura düzenleyen şirketten alınan faturalar nedeniyle yapılması ile defter ve belgelerin yangında zayi olduğu yönünde açık ve hukuken geçerli tespit olmaması birlikte değerlendirildiğinde, mücbir sebep hali davacı tarafından kanıtlanamadığından tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi; temyiz dilekçesinde, davanın katma değer vergisi yönünden reddine ilişkin hüküm fıkrası yönünden ileri sürülen iddiaların kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediği; kesilen üç kat tutarında vergi ziyaı cezası yönünden ise olayın özelliği ve matrah farkının davacının katma değer vergisi beyannamelerinde yer alan indirimlerin kabul edilmemesi nedeniyle tespit edildiği dikkate alındığında söz konusu cezaların bir kata indirilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın, katma değer vergisi yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin reddine; üç kat vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına karar vermiştir.

Bozma kararına uymayan (…) Vergi Mahkemesi; vergilendirme hakkında verilen kararın vergi aslı yönünden kesinleştiği, bozmanın vergi ziyaı cezasına ilişkin olduğu belirtildikten sonra, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 341. ve 344. maddelerine değinerek, vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde vergi ziyaı cezasının üç kat olarak uygulanacağının kurala bağlanmasının nedeninin, eylemin manevi unsuru olan vergi ziyaına kasten sebebiyet verilmesi olduğu, kısaca Kanun koyucunun, bu eylemlerde kasıt unsurunun varlığını gözeterek cezasını ağırlaştırdığı, 359. maddenin (a) fıkrasının 2. bendinde defter, kayıt ve belgelerin gizlenmesinin kaçakçılık suçu kapsamında olduğu ve gizleme eyleminin hangi anlama geldiğinin açıklandığı, buna göre, varlığı noter tasdik kaydı veya sair suretlerle sabit defter ve belgelerin kasten ibraz edilmemiş olmasının üç kat vergi ziyaı cezası uygulanması için yeterli olduğu, matrahın bulunuş şeklinin veya dayanılacak kanıtlardan olduğu için incelemenin harici bir araştırma ve tespite gerek duyulmaksızın tarh dosyası ve katma değer vergisi beyannameleri üzerinden yapılmasının üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesine etkisinin bulunmadığı, aksine bir yorumun kanuna aykırı olacağı, davacının varlığı noter onayıyla sabit olan defter ve belgelerini ibrazdan kaçınarak 359. maddedeki gizleme fiilini işlediği gerekçesiyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Israr kararı davacı tarafından temyiz edilmiş; defter ve belgelerin mücbir sebep nedeniyle ibraz edilmediği, mücbir sebep hali de zabıt varakası ve jandarma tarafından tutulan tutanakla kanıtlandığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Karar: Akaryakıt ticareti yapan davacıya ait defter ve belgelerin akaryakıt istasyonunun deposunda meydana gelen yangında yanmasından dolayı ibraz edilmemesi ve katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi nedeniyle adına salınan ve gecikme faizi eklenmeksizin hesaplanan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine karşı açılan davanın; depo haricinde yerler bulunmasına karşın, henüz beyanname verme süresi dahi geçmeyen 2005 yılına ait defter ve belgelerin burada muhafaza edilmesinin normal ve mutad bir durum olmaması, yangının, 06.01.2006 tarihli ibraz yazısından sonra oluşması ve incelemenin gerçek bir teslime dayanmayan fatura düzenleyen şirketten alınan faturalar nedeniyle yapılması ile defter ve belgelerin yangında zayi olduğu yönünde açık ve hukuken geçerli tespit olmaması karşısında davacının, herhangi bir mücbir sebep hali bulunmaksızın defter ve belgelerini ibraz etmediği ve gerçekten yüklenilmiş vergilerden oluşabilecek indirim hakkının varlığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi kararına yöneltilen temyiz isteminin; katma değer vergisi yönünden reddi, üç kat vergi ziyaı cezası yönünden ise kabul edilerek, olayın özelliği ve matrah farkının davacının katma değer vergisi beyannamelerinde yer alan indirimlerin kabul edilmemesi nedeniyle tespit edildiği, gerekçesiyle bir kat kesilmesi gerektiği yönünden bozulması üzerine, bozma kararına uyulmayarak verilen üç kat vergi ziyaı cezası yönünden de davanın reddi yolundaki ısrar kararı temyiz edilmiştir.

Gerçek bir teslime dayanmayan fatura düzenleyen şirketten alınan faturaların tespitini engellemek amacıyla şüpheli bir şekilde meydana gelen yangın nedeniyle defter ve belgelerini ibrazdan kaçındığı, bu durumun ise Vergi Usul Kanunu’nda değinilen mücbir sebep hali olarak kabulünün mümkün olmadığı hem vergi mahkemesince hem de Danıştay Dokuzuncu Dairesince kabul edilmiştir. Bozma kararı ve ısrar hükmü, kesilmesi gereken cezanın miktarını belirleyen eylemin nitelendirilmesiyle ilgilidir.

Vergi Usul Kanunu’nun 253. maddesinde, bu Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olanların, tuttukları defterlerle üçüncü kısımda yazılı vesikaları ilgili bulundukları yılı izleyen takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmek; 256. maddesinde ise, mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve kayıtları muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmek zorunda oldukları hükme bağlanmıştır. Katma değer vergisi indiriminin yapılabilmesi ise indirim konusu yapılan verginin yüklenildiğinin 3065 sayılı Yasa’nın 29 ve 34. maddelerinde öngörüldüğü şekilde belgelendirilmesi koşuluna bağlanmıştır. Davacı adına, indirim konusu yapılan vergilerin gerçekten yüklenildiğinin defter ve belgelerin ibrazı suretiyle kanıtlanamaması nedeniyle salınan katma değer vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin reddi yolundaki kararla defter ve belgelerin hukuken korunmayı gerektiren bir nedene dayanmaksızın ibraz edilmediği de kabul edilmiş olmaktadır.

Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinin vergilendirme döneminde yürürlükte bulunan (a-2) işaretli bendinde, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerde sabit olduğu halde defter ve belgelerin vergi incelemesi yapmaya yetkili kimselere ibraz edilmemesi “gizleme” eylemi olarak tanımlanmış ve vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter ve belgeleri gizleyenler hakkında 359. madde hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır. Aynı Yasanın 344. maddesinin üçüncü fıkrasında ise vergi ziyaına 359. maddedeki fiillerle yol açılması halinde vergi ziyaı cezasının üç kat uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle davaya konu yapılan vergi ziyaı cezasının, üzerinden hesaplandığı katma değer vergisinin üç katı üzerinden kesilmesinde aykırılık görülmeyerek verilen ısrar hükmünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, oyçokluğu ile karar verildi.

Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, oyçokluğu ile karar verildi

——————————————————————————-

(*) Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu

Tarih : 03.07.2009

Esas No : 2009/59

Karar No : 2009/397

VUK Md. 3, 30, 359

KDVK Md. 29, 34

Benzer Konular:

  1. DEFTER VE BELGELERİN İBRAZ EDİLMEMESİ HALİNDE KDV İNDİRİMİ
  2. DEFTER İBRAZ EDİLİP, BELGE İBRAZ EDİLMEDİĞİ DURUMLARDA MAHKEMEYE İBRAZ EDİLEN BELELER VE KDV İNDİRİMİ
  3. DEFTER VE BELGELERİN KAYBOLMASI HALİNDE MÜKELLEFÇE YAPILACAK İŞLEMLER
  4. 5510 SAYILI YASAYA GÖRE DEFTER VE BELGELERİN İBRAZI
  5. Resmi defterlerin ve belgelerin kaybolması
line
footer

Ankara İrtibat Telefonu : (+90 312) 344 98 22 - © 2011 Tüm Hakları Saklıdır.

Web Tasarım:http://websitesitr.com/