BEDELSİZ KULLANILAN VAKIF BİNALARINDA ÖZEL MALİYET

yapılan giderler gayrimenkulün iktisadi kıymetini artırsa dahi bedelsiz olarak kullanılması nedeniyle bu hastane binası ve çevresinin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların özel maliyet bedeli olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamakta

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/272-12645 19/03/2007*2248

Konu : Vakfa ait binada kira ödemeksizin faaliyet gösteren iktisadi işletmenin binaya yaptığı harcamaların ne şekilde aktifleştirileceği hk.

……………………………………………………. İlgi: ………………/2006 tarih ve …………..sayılı dilekçeniz.

İlgi dilekçenizde ………………….Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……………………vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, mülkiyeti ………………………………ait hastane binası için kira ödemediğiniz belirtilerek hastane binasını ticari merkez ve işyeri olarak kullanıyor olmanız nedeniyle kira ödemek zorunda olup olmadığınız, hastane binası ve çevre düzenlemesi için yaptığınız harcamaları özel maliyet olarak aktifleştirmenizin mümkün olup olmadığı, bina ve çevresi için yapılacak bakım-onarım giderlerinin gider yazılıp yazılamayacağı ve bina ile birlikte aktifinizde kayıtlı olan makine, tesis ve cihazlar ile demirbaşlar için yangın, hırsızlık, deprem ve buna bağlı ek teminatlar için yaptırdığınız sigorta poliçesi priminin tamamının gider yazılıp yazılamayacağı hususunda görüş talep edilmektedir.

Dilekçenizde sorulan hususlar hakkında Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğünün 28/02/2007 tarih ve 3617 sayılı yazısında belirtilen görüşü de dikkate alınarak gerekli açıklamalar aşağıda yapılmıştır.

Bilindiği gibi, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1/ç maddesiyle dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmıştır.

Aynı Kanunun 2. maddesinde dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ile kooperatifler haricinde kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler olduğu, bunların kazanç gayesi gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla tevdi edilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, müstakil muhasebelerinin, kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerine tesir etmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda vakıflar verginin konusu dışında bırakılmış, bunlara ait veya bağlı olan ve faaliyetleri devamlı bulunan iktisadi işletmeler vergi kapsamına alınmıştır. Genel anlamda mal ve hizmet üreten her ekonomik birim iktisadi işletme sayılır. Vakıflara ait mal ve hakların kiraya verilmesinin ticari, sınai, zirai bir işletme olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Öte yandan Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinin (1) no.lu fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, (2) no.lu fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde ise, safi kazancın tespitinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerle, bu maddenin 5. bendinde, kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderlerinin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükümlerine yer verilmiştir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almış olup aynı maddenin 5/a bendinde, bu Kanunun 70. maddesinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığında yapılan ödemelerden 20/12/2006 tarih ve 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre %20 oranında tevkifat yapılacağı belirtilmiştir.

Aynı Kanunun “Vergi tevkifatında uyulacak esaslar” başlıklı 96. maddesinde de, “Vergi tevkifatı, 94. madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.

….” hükmü yer almıştır.Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 272. maddesinde; “Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderler, gayrimenkulün maliyet bedeline eklenir.

(Bir geminin, iktisap tarihindeki süratini fazlalaştırmak, yolcu ve eşya yükleme ve barındırma tertibatını genişletmek veya değiştirmek suretiyle iktisadi kıymetini devamlı olarak artıran giderlerle bir motorlu kara nakil vasıtasının kasa veya motorunun yenisi ile değiştirilmesi veya alımında mevcut olmayan yeni bir tertibatın eklenmesi için yapılan giderler maliyet bedeline eklenmesi gereken giderlerdendir.)

Gayrimenkuller kira ile tutulmuş ise, kiracı tarafından yapılan bir ve ikinci fıkralardaki giderler bunların özel maliyet bedeli olarak ayrıca değerlenir. Kiracının faaliyetini icra için vücuda getirdiği tesisata ait giderler de bu hükümdedir.

Gayrimenkuller için yapılan giderler hem tamir, hem de kıymet artırma giderlerinden terekküp ettiği takdirde, mükellef bu giderlerden maliyet bedeline eklenecek kısmı ayrı göstermek mecburiyetindedir.”,

Kanunun özel maliyet bedellerinin itfası başlıklı 327. maddesinde ise; “Gayrimenkullerin ve gemilerin iktisadi kıymetlerini artıran ve 272. maddede yazılı özel maliyet bedelleri, kira süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilir. Kira süresi dolmadan, kiralanan şeyin boşaltılması halinde henüz itfa edilmemiş olan giderler, boşaltma yılında bir defada gider yazılır.” hükümleri yer almaktadır.

Buna göre özel maliyet bedeli, iktisadi bir faaliyetin icrası için kiralanan gayrimenkullerde, bizzat kiracı tarafından gayrimenkulü genişletmek ve iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak için yapılan değer artırıcı giderler ile kiracının faaliyetini yürütebilmek için oluşturduğu tesisata ait giderleri ifade etmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ………………………….ait binanın ve ……………………………..ait bir adet ambulansın bedelsiz olarak iktisadi işletmenize tahsisi nedeniyle, tarafınızca sözkonusu vakıflara nakden veya hesaben bir ödemede bulunulmaması şartıyla, gelir vergisi kesintisi yapılmasına ve bina ve ambulansı bedelsiz olarak kullanıma tahsis edenlerin vakıf olmaları, gerçek kişi olmamaları nedeniyle emsal kira bedeli üzerinden, adı geçen vakıflarca herhangi bir beyanname verilmesine gerek bulunmamaktadır.

Diğer taraftan işletmenizce vakfa ait hastane binası için yapılan giderler gayrimenkulün iktisadi kıymetini artırsa dahi bedelsiz olarak kullanılması nedeniyle bu hastane binası ve çevresinin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların özel maliyet bedeli olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamakta olup iktisadi işletmeniz tarafından bahsi geçen ambulans ve binanın bakım-onarım, sigorta ve bina çevresinin düzenlenmesi için yapılan giderlerin indirim konusu yapılması mümkündür.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Başkan a.
Grup Müdür V.

Benzer Konular:

  1. Turizim işletmelerinde maliyet analizi
  2. VAKIF DERNEK VE KİT’LERİN VERGİLENDİRMESİ
  3. Vakıf Kuruluşu
  4. DİNAYET TAŞINMAZLARININ KİRALANMASI DURUMUNDA TEVKİFAT
  5. BİNEK OTOMOBİLLERDE KDV VE AMORTİSMAN
line
footer

Adres: Kızılay Atatürk Bulvarı No:64/25 Çankaya/ANKARA | Telefon:(312) 419 80 08 | Mail: [email protected] | web Tasarım: kızılayWeb | © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.