GİRİŞ
Şirketlerin Yönetim Kurullarına ilişkin getirilen yeni düzenlemenin mevcut yapıdan oldukça farklı olduğu söylenebilir. Söz konusu düzenlemede kurumsal yönetim ilkeleri dikkate alınmakla birlikte, profesyonel yönetimin amaçlandığı, şeffaflığı sağlamak amacıyla Kurulun yapısında değişiklikler yapıldığı görülmektedir. Yeni TTK’nın getirdiği yenilikleri şu şekilde sıralayabiliriz;
• Yönetim Kurulunun en az üç üyeden oluşacağına ilişkin mevcut düzenleme yeni TTK’da terk edilmiştir. Bu sayede tek kişi ortaklı anonim şirket düzenlemesine paralel olarak tek kişilik Yönetim Kurulu oluşumu mümkün kılınmıştır. Özellikle küçük ölçekli anonim şirketlerin üç kişiden oluşan bir Yönetim Kuruluna ihtiyaç duymaması nedeniyle yönetiminin pratikte daha da kolaylaşacağı, bu esnek yapının ileride profesyonel şirketlerin kurulmasına önayak olacağı öngörülmektedir. Ancak şu var ki; tek kişiden oluşan bir Yönetim Kurulunun; artık Kurul niteliğinde olmadığı noktasında da eleştiriler mevcuttur.
• Yönetim Kurulu üyelerinin pay sahibi olma zorunluluğu yeni TTK ile kaldırılmış ve bu sayede Yönetim Kurulu üyelerinin daha uzman ve profesyonel kişilerden oluşması imkanı tanınmıştır.
• Yönetim Kurulu üyelerinin sadece gerçek kişi değil, tüzel kişi olması imkanı da getirilmiştir. Buna göre; tüzel kişilerin belirleyecekleri bir temsilci ile şirket Yönetim Kurulunda söz sahibi olabilmesi imkanı getirilmiştir.
• ışlem kolaylığını sağlamak için, Yönetim Kurulu üyelerinden en az birinin Türkiye’de ikamet etmesi ve Türk vatandaşı olması zorunluluğu getirilmiştir. Bu sayede üyelere ilişkin hukuki ve cezai sorumluluk hükümlerinin uygulanması konusunda kolaylık sağlanacaktır.
• Yeni TTK uyarınca; Yönetim Kurulu toplantılarını kolaylaştırmak amacıyla toplantıların elektronik ortamda yapılabilmesi imkânı getirilmiştir. Bu sayede özellikle yabancı sermayeli şirketler bakımından Yönetim Kurulunun toplanması konusunda çıkan aksaklıklar giderilmiş olacaktır.
• Yeni TTK, ile Yönetim Kurulunun sorumluluğuna ilişkin olarak kusurun derecelendirilmesi bakımından yeni bir müteselsil sorumluluk anlayışı getirilmiştir.
Farklılaştırılmış Teselsül şeklindeki bu yeni müteselsiliyet Yönetim Kurulu Üyesinin kusuru oranında sorumlu olması şeklindedir.
• Ayrıca şirket Yönetim Kurulu üyelerinin en az dörtte birinin yüksek öğrenim görme zorunluluğu getirilerek yönetimin profesyonelleşmesi amaçlanmıştır. Ancak bu kural tek üyeli yönetim kurullarında uygulanmayacaktır. (Madde 359)
Mevcut yapı sadece gerçek kişi pay sahiplerinin veya tüzel kişi ortağı temsilen ortak olmayan kimselerin Yönetim Kurulu üyesi olmasına izin veriyordu. Yeni düzenleme ile tüzel kişilere Yönetim Kurulu üyesi olma yolu açılmıştır. Buna göre; tüzel kişiler Yönetim Kurulu üyesi olarak seçilebilecek ve belirleyecekleri bir temsilci ile şirketin Yönetim Kurulunda söz sahibi olabileceklerdir. Bu temsilcinin Yönetim Kurulunda söz sahibi olabilmesi ve Yönetim Kurulunda oy kullanabilmesi için öncelikli olarak ticaret sicilinde tescil ve ilanı ve ilgili tüzel kişinin internet sitesinde keyfiyeti yayınlanması şart koşulmuştur. Hükmün getirilme nedeni dikkate alındığında; mevcut yapıda böyle bir düzenlemenin olmadığı, büyük şirketlerin temsilcileri arkasına gizlenerek Yönetim Kurullarında kararlar aldığı ve bu kararların verilmesinin hukuk güvenliğini zedelediği söylenebilir. Bu anlamda yeni TTK’nın tüzel kişilik perdesinin aralanması konusunda somut bir düzenleme getirdiğinden bah sedilebilir.Ayrıca belirli pay sahibi gruplarına ve azınlığa imtiyaz olarak Yönetim Kurulunda temsil edilme hakkı sağlayacak bir düzenleme öngörülmüştür. Bu hükmün özellikle; sanayi mensupları, sendika ve bayilerin yönetimde temsil edilmek için getirildiği söylenebilir. (Madde 359)
Yeni TTK’nın Yönetim Kurulu ile ilgili getirdiği düzenlemeler incelendiğinde; profesyonel Yönetim Kuruluna gönderme yapıldığı, şirketin yönetim fonksiyonunun daha da etkinleştirmek istendiği görülmektedir. Özellikle ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde yıllardır başarılı uygulamalarla gelişen profesyonel yönetici konseptinin, yeni TTK ile ülkemizde de yaygınlaşacağı beklenmektedir.Yönetim Kurulu organı, görünüşte bir organ olmaktan çıkarılmakta ve işlevsel bir niteliğe kavuşmaktadır. Bu durum şirket hakkında alınacak kararların daha şeffaf olmasını sağlayacaktır. Zira yeni TTK’nın Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğu konusunda getirdiği hukuki ve cezai sorumluluk Kurulun daha etkin ve dikkatli çalışmasını sağlayacaktır.
Yeni TTK, 6762 sayılı TTK ile karşılaştırıldığında anonim şirketin temel organı olan Yönetim Kurulu ile ilgili hükümlerde çok önemli yenilikler getirmiştir. Söz konusu yeni düzenleme, Yönetim Kuruluna başka hiçbir organa devredemeyeceği görev ve yetkiler vermektedir. Bu yetkiler şirketin yönetimi ile ilgili konular başta olmak üzere; muhasebe, finans, risk yönetimi ve denetimi gibi konularla ilgilidir. (Madde 375)
Yeni TTK Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerini yaparken kusurlarıyla şirkete verebilecekleri zararlarla ilgili olarak sigorta mekanizması öngörmüştür. Getirilen bu mekanizma isteğe bağlıdır. Buna göre; şirket sermayesinin %25’ini aşan bir bedelle sigorta ettirilmiş ve bu suretle şirket teminat altına alınmışsa, bu husus halka açık şirketlerde SPK’nın ve ayrıca pay senetleri borsada işlem görüyorsa borsanın bülteninde duyurulur ve kurumsal yönetim ilkelerine uygunluk değerlendirmesinde dikkate alınır. (Madde 361)
Yargıtay’ın içtihadı birleştirme kararlarına göre; bir Yönetim Kurulu kararının iptali söz konusu olamaz. Ancak bu Yönetim Kurulu kararlarının geçersiz olduğunun tespit edilmesi mahkemeden istenebilir. Yeni TTK, mevcut düzenlemede olmayan ancak uygulama ile yerleşen, Yönetim Kurulu kararlarının geçersizliği sorununu somut bir düzenleme ile ifade etmiştir. Buna göre; eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden, bunların kullanılmasını kısıtlayan veya güçleştiren diğer organların devredilmez yetkilerine giren kararların batıl olacağı açıkça düzenlenmiştir. (Madde 391)
Mevcut düzenlemede Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğu belirlenirken dikkate alınan basiretli iş adamı ölçütünün bırakıldığı ve yerine tedbirli yönetici ölçütünün getirildiği görülmektedir. Yeni TTK’da Yönetim Kurulu üyelerinin tedbirli bir yönetici olarak; bütün kriz ve pazar şartlarını değerlendirmesi, değişiklikleri en kısa zamanda tespit etmesi ve gerekli tedbirleri alması aranacaktır. Bu anlamda yeni düzenlemenin Yönetim Kurulunun devredilmez görev ve yetkileri ile üyelerinin sorumluluk alanını belirginleştirdiği ve genişlettiği görülmektedir. Hukuki ve cezai sorumluluk bakımından ise Yeni TTK’da Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğu konusu ayrı bir madde altında düzenlenmemiştir. Bunun yerine ayrı bir bölümde “Hukuki ve Cezai Sorumluluk” başlıkları altında torba bir hükümle düzenlemeye gidilmiştir. Yeni TTK ile Yönetim Kurulu üyelerinin kanundan kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmediği takdirde hukuki ve cezai sorumlulukları olacaktır. Cezai sorumlulukların önemli bir kısmı ilk defa yeni TTK ile düzenlenmiştir. Cezai hükümler incelendiğinde ilk defa adli para cezalarının düzenlendiği görülmektedir. (Madde 562)
SONUÇ
6102 sayılı YTTK’da yönetim kurulunun en az üç üyeden oluşması ve yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olması zorunluluğu kaldırılmış, temsile yetkili en az bir yönetim kurulu üyesinin yerleşme yerinin Türkiye’de bulunması ve Türk vatandaşı olması şartı getirilmiş, tüzel kişilerin yönetim kurulu üyesi olabilmelerine olanak tanınmış, yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte birinin yüksek öğrenim görmüş olması zorunluluğu getirilmiş, esas sözleşmede öngörülmek şartı ile belirli pay gruplarına, özellik ve nitelikleriyle belirli bir grup oluşturan paysahiplerine ve azlığa yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanınmasına imkan sağlanmış, yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yerine getirirken kusurlarıyla şirkete verebilecekleri zararların güvencesi olarak, “isteğe bağlı zarar sigortası” uygulaması getirilmiş, Kanun’da yönetim kurulu üyeliğinin sona erme sebepleri arasında yer alan “ağır hapis cezasıyla veya sahtekarlık, emniyeti suistimal, hırsızlık, dolandırıcılık suçlarından dolayı mahkum olmamak” hükmü üyeliği sona erdiren nedenler arasından çıkarılmış, genel kurul gündeminde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde, genel kurul kararıyla yönetim kurulunun her zaman görevden alınabileceği hükme bağlanmış, yönetim kurulunun kendi üyeleri arasından birden fazla başkan vekili seçebileceği açıkça belirtilmiş, başkanın ve vekilinin veya bunlardan birinin seçiminin genel kurulca da yapılabilmesine imkan sağlanmış, yetki devrine ilişkin hususların düzenlenecek bir iç yönergede gösterilmesi kurala bağlanmıştır.