TEMSİL VE AĞIRLAMA GİDERLERİNİN İNDİRİM KONUSU YAPILMASI

GVK’nın “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38. maddesinin son fıkrası; ticari kazancın tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanun’un 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulması gerektiğini hükme bağlamıştır. Buna göre mükellefler safi ticari kazançlarını hesaplarken, GVK’nın 40. maddesinde yazılı giderleri, hasılatlarından indirilebileceklerdir. Maddenin 1. fıkrasında “ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler” ibaresi yer almaktadır; ancak bu genel giderlerin nelerden ibaret olduğu belirtilmemiştir. Bununla birlikte gerek uygulamada, gerekse idari ve yargı yorumlarında, aşağıda belirtilen giderler ile bu nitelikteki diğer giderlerin, genel gider olarak kabul edildiği görülmektedir.

GVK’nın 40. maddesi kapsamındaki harcamaların hasılattan indirilebilmesi için, genel nitelikte iki kuralın mevcut olması gerekmektedir. Buna göre;

a) Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması,

b) VUK’da belirtildiği şekilde, vergi kanunlarında belirtilen haller müstesna olmak üzere, belgelendirilmesi

gerekmektedir.

Diğer taraftan genel nitelikteki giderlerin hasılattan indirilebilmesi için bir takım koşulların varlığı gerekmektedir. Bunlar; kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında bir illiyet bağı bulunması, giderlerin kazancın elde edilmesine yönelik olması, harcamanın yapıldığı gelir doğuran olayın vergiye tabi bulunması, karşılığında gayri bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete girecek giderlerden olmaması gerektiğidir.

Türk vergi kanunları, ticari kazancın elde edilmesi ve idamesi amacına yönelik temsil ve ağırlama giderlerinin de, GVK’nın 40/1. maddesi kapsamında değerlendirilerek, sonuç hesaplarına intikal ettirilmesine imkan tanımaktadır. Dolayısıyla bu harcamaların da yukarıdaki koşulları taşıması gerekmektedir. Nitekim İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı bir muktezasında (B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-6 sayılı muktezası), “…Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denilebilir. Bir masrafın, genel gider adı altında masraf yazılabilmesi için, genel giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağını mevcut olması işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, firmanızın toplantılarda misafirlerinizi ağırlamak için yapmış olduğu yemek giderlerinin, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler kapsamında olması koşulu ile safi kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.” açıklamasını yapmıştır. Benzer şekilde konu ile ilgili yargı kararlarının da dayanak noktası; yapılan harcamaların kazancın elde edilmesi ve idamesi ile ilgisinin bulunup bulunmadığıdır.

Dolayısıyla temsil ve ağırlama harcamaları ile kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi arasında direkt bir ilişkinin olduğu açıktır. Ancak bu giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgisini kurmak her zaman kolay olmayabilmektedir ve aynı zamanda bu gider kalemi suistimallere de açıktır. Bu nedenle de vergi idaresi yıllardır süregelen uygulamalarında, bu harcamaların gider yazılabilmesi için belli şartları aramaktadır ki Danıştay tarafından verilen kararların çoğunda da bu şartlar teyit edilmiştir. Buna göre; öncelikle gider ile kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başka bir deyişle yapılan harcama ile gelir elde edilmesi ve satışların arttırılması bağlantısı olması gerekir. Ayrıca temsil ve ağırlama harcamasının yapıldığı kişinin veya kişilerin firma ile ticari ilişkisi olması gerekmektedir. Dolayısıyla bu giderlerin her şeyden önce işletme sahibi veya sahiplerinin şahsi ihtiyaçları ve zevklerini tatmine yönelik olmaması gerekmektedir. Yapılan temsil ve ağırlama harcamasının, işletmenin büyüklüğü ve ticari işin hacmi ile orantılı olması ve harcamanın, ticari amaca ulaşmadaki etkinliği ve amaçlanan sonuçları aşmaması gerekmektedir. Diğer bir şart ise harcamaların genel ahlak kurallarına ve kanunlara aykırı bir niteliğe sahip olmaması, kanunun emredici hükümlerini ihlal etmemesi gerekmektedir. Son olarak da diğer genel giderlerde olduğu gibi temsil ve ağırlama giderlerinin de usulüne uygun olarak tevsik edilmesi gerekmektedir.

Temsil ve ağırlama giderleri, serbest meslek kazançları açısından değerlendirildiğinde; bu harcamalar serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilemez. Bu husus GVK 68. maddede herhangi bir hükmün bulunmaması, Maliye Bakanlığı’nın görüşleri ve yargı kararları da bu istikametedir.

Benzer Konular:

  1. TEMSİL VE AĞIRLAMA GİDERİ KURUM KAZANCINDAN İNDİRİLEBİLİR Mİ?
  2. Özel iletişim vergisi hangi Durumlarda İndirim Konusu olur
  3. MÜKELLEFİYET TESCİLİNDEN ÖNCE ÖDENEN KDV İNDİRİM KONUSU YAPILABİLİR Mİ?
  4. BANKACA KESİLEN POS KOMİSYON BEDELİ GİDERDİR
  5. İKAMETGAHINI İŞYERİ OLARAK KULLANAN MESLEK MENSUBUNUN GİDER DURUMU
line
footer

Siteyi Yabancı Dile Çevirmek İçin Yukarıdaki İlgili Ülke Bayrağına Tıklayınız. / Language - Translation

Adres:Atatürk Bulvarı No:64/25 Kızılay-Çankaya/ANKARA Telefon:(+90 312) 419 80 08 - © 2011 Tüm Hakları Saklıdır.

Web Tasarım:kızılayWeb