YASAL DEFTERLERİ TASDİK ETTİRMEMENİN YAPTIRIMLARI

Tutulması zorunlu olan defterlerin bir kısmının noterlere tasdik ettirilmesi mecburidir. Bu defterlerin ne zaman tasdik ettirileceği de VUK’un 221. maddesinde;

· Ötedenberi işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda,

· Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda,

· Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde,

· Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce

şeklinde açıklanmıştır.

Yasal defterlerini yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde tasdik ettirmeyen mükellefler bir kısım yaptırımlarla karşılaşacaklardır.

Bu yaptırımlardan ilki usulsüzlük cezasıdır. VUK’un 352. maddesinde usulsüzlük fiilleri belirtilmiş olup, tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması; II. Derece usulsüzlük fiili olarak belirtilmekle beraber, bir ay geçtikten sonra yaptırılması ise I. Derece usulsüzlük fiili olarak belirtilmiştir. Daha da önemlisi kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilen defterler hiç tasdik ettirilmemiş sayılmaktadır. Öte yandan VUK’un 352. maddesinde “Usulsüzlük fiili resen takdiri gerektirirse, bağlı cetvelde yazılı cezalar iki kat olarak kesilir.” denilerek usulsüzlük fiillerinin resen takdiri de gerektirmesi halinde iki kat olarak uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle defterlerini tasdik ettirmeyen mükellefler hakkında uygulanacak l. Derece usulsüzlük cezalarının iki kat olarak kesilmesi gerekmektedir.

Örnek vermek gerekirse; öteden beri işe devam eden bir mükellef takip eden yıl kullanacağı yevmiye defterini en geç 31 Aralık tarihine kadar tasdik ettirmesi gerekmektedir. Bu tarihe kadar tasdik ettirmeyip 31 Ocak tarihine kadar tasdik ettirirse kendisine II. Dereceden usulsüzlük cezası kesilecek ve defterleri tasdik edilmiş sayılacaktır. Ancak 31 Ocak’tan sonra tasdik ettirmesi durumunda ise hiç tasdik ettirmemiş sayılacak olup, hiç tasdik ettirmeyen mükelleflerin tabi olduğu cezai yaptırımlarla karşılaşacaktır.

Tasdike tabi defterlerini yukarıda belirtilen sürelerde tasdik ettirmeyen mükelleflerin karşılaşacakları ikinci yaptırım re’sen vergi tarhiyatına muhatap olmalarıdır. Nitekim VUK’un 30/3. maddesinde defterlerin tasdik ettirilmemiş olması re’sen takdir sebebi olarak sayılmıştır. Ancak hemen belirtmeliyiz ki; yasal süresinden itibaren bir ay içinde tasdik ettirilen defterler tasdik edilmiş sayılırken, bir aydan sonra tasdik ettirilenler hiç tasdik ettirilmemiş sayılmaktadır.

Yasal defterlerini zamanında tasdik ettirmeyen mükelleflerin karşılaşacakları Üçüncü yaptırım ise; KDV indirimlerinin reddedilmesidir. Çünkü yasal süresinden itibaren bir aydan sonra tasdik ettirilen defterler hiç tasdik ettirilmemiş sayılmaktadır. Dolayısıyla tasdik edilmemiş defterlerdeki KDV indirimlerinin kabul edilmesi mümkün değildir.

Zira Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1 numaralı bendinde, “Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri indirebilirler.” denilmiş, aynı bendin, (a) bendinde ise “Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi” denilerek de indirim yapma şartlarından bir tanesi belirtilmiştir.

Yine Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 3 numaralı bendinde de, “İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.” denilerek vergi indiriminin şartlarından biri daha sayılmıştır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 34. maddesinin 1 numaralı bendinde, “Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirebilirler.” denilmek suretiyle yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için faturada gösterilmesi ve kanuni defterlere kaydedilme şartı getirilmiştir.

Öte yandan KDVK’nın 54. maddesinde, kayıt nizamı ile ilgili olarak, mükelleflerin tutulması mecburi defter kayıtlarını bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkan verecek şekilde düzenlemeleri ve bu kayıtlarda,

- Vergi konusu işlemlerin mahiyeti, vergisiz tutarları, hesaplanan vergi, indirilebilir vergi miktarlarını,

- Vergiden istisna edilen işlemlerin, indirim hakkı tanınan ve tanınmayanlara göre ayrımı ile hesaplanan indirilebilir vergi miktarını,

- İndirim konusu yapılamayacak işlemlerin niteliği ve bu işlemlerle ilgili vergi miktarlarını,

- Matrah ve indirim miktarlarındaki değişmelerle, ödenen, terkin edilen ve iade olunan vergileri

ayrıca göstermeleri mecburiyeti getirilmiştir.

Yasal defterlerini tasdik ettirmeyen mükellefler için mevzuattaki düzenlemeler ve vergi idaresinin uygulamasına göre KDV indirimlerinin kabul edilmesi mümkün değildir. Ancak defter-i kebir ve envanter defterinin tasdik edilmemiş olması KDV indirimini olumsuz etki yapmamaktadır.

Ancak Danıştay 1. Dairesi’nin Kararı’nda özetle, “Defterlerde noter tasdikinin olmamasının KDV indirim hakkını ortadan kaldırmayacağı, bu defterlere kaydedilen belgelerde gösterilen KDV’nin indiriminin kabul edilmesi gerektiği” belirtilmektedir.

Öte yandan Maliye Bakanlığı’nın Özelgesi’nde özetle, “Tasdiksiz de olsa kanuni defterlere ilgili takvim yılı içinde kaydedilen alış belgelerinde gösterilen KDV’nin ödendiğinin ve bu verginin satıcı tarafından beyan edildiğinin inceleme ile tespit edilmiş olması şartlarıyla, bu belgelerde gösterilen KDV’nin indiriminin kabul edilebileceği,” belirtilmektedir.

Yasal defterlerini zamanında tasdik ettirmeyen mükelleflerin karşılaşacakları Dördüncüncü yaptırım ise; sahibi lehine delil olabilme özelliğini zedelemesidir. Nitekim ticari ihtilaflarda mahkemeler çoğu zaman yasal defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmaktadırlar. Tasdiki yaptırılmayan defterler mahkemelerce delil olarak kabul edilmeyeceklerdir.

Benzer Konular:

  1. Faturanın Yasal şekli
  2. DEFTER İBRAZ EDİLİP, BELGE İBRAZ EDİLMEDİĞİ DURUMLARDA MAHKEMEYE İBRAZ EDİLEN BELELER VE KDV İNDİRİMİ
  3. Resmi Defterler ile ilgili Püf Noktalar
  4. DAMGA VERGİSİ DEFTERİ KULLANIM MECBURİYETİ
  5. Resmi defterlerin ve belgelerin kaybolması
line
footer

Siteyi Yabancı Dile Çevirmek İçin Yukarıdaki İlgili Ülke Bayrağına Tıklayınız. / Language - Translation

Adres:Atatürk Bulvarı No:64/25 Kızılay-Çankaya/ANKARA Telefon:(+90 312) 419 80 08 - © 2011 Tüm Hakları Saklıdır.

Web Tasarım:kızılayWeb