DERNEKLERİN KURUMLAR VERGİSİ MUAFİYETİ

İktisadî kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı : B.07.1 .GİB.4.34.l6.01/KVK-1/

Konu : Derneğin kurumlar vergisi muafiyeti hk.

…İlgi : ../05/2008 tarih ve …. sayılı dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçenizde, …. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün …. vergi kimlik numarasında kayıtlı muhtasar yönünden mükellefi olduğunuzu, derneğinizin amacının öğrencileri ve ihtiyaç sahiplerini her bakımdan korumak, onlara maddeten ve manen yardımcı olmak olduğunu belirterek, kazanç gayesi gütmeyen hayır kurumu olan derneğinizin kurumlar vergisinden muaf olup olmadığı hususunu sormaktasınız.

Bilindiği üzere, 21/06/2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/01/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Verginin konusu” başlıklı 1. maddesinde, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefi oldukları hükme bağlanmış; aynı Kanunun 2. maddesinin 5 ve 6 numaralı bentlerinde ise,

‘‘(5) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler: Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleridir. Bu Kanunun uygulanmasında sendikalar dernek; cemaatler ise vakıf sayılır.

(6) İktisadî kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez. Mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmez.”hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda dernekler verginin konusu dışında bırakılmış, bunlara ait veya bağlı olan ve faaliyetleri devamlı bulunan iktisadi işletmeler vergi kapsamına alınmıştır.

Öte yandan, anılan Kanuna ilişkin olarak 03/04/2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler” başlıklı 2.4. bölümünde,

“5253 Sayılı Dernekler Kanununa göre dernek; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere en az yedi gerçek veya tüzel kişinin bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun l. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmüne göre, dernek veya vakıflar (tüzel kişiliği itibarıyla) kurumlar vergisinin konusu dışında olup, bunlara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmaktadır.

İktisadi işletmenin belirlenmesinde Kanunun 2. maddesinin beşinci fıkrasında belirlenen koşullar dikkate alınacak olup işletmelerin belirgin özellikleri bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınaî veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.

Dernek veya vakfa ait bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilebilmesi için iktisadi işletmenin;

· Dernek veya vakfa ait veya bağlı olması (ait olma, sermaye bakımından; bağlı olma ise idari bakımdan bağlılığı ifade eder),

· Sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmamış olması,

· Ticari, sınaî veya zirai alanda devamlı olarak faaliyette bulunması

gerekmektedir.

Devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade etmektedir. Aynı hesap döneminde tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmamakla birlikte, faaliyetin organizasyon gerektirmesi veya amacının ticari olması durumunda devamlılık unsurunun varlığı kabul edilir.

Ekonomik faaliyetin ticari organizasyonu gerektirmesi ve yılda birden fazla tekrar ettirilmesi veya her yıl bir defa olmakla beraber müteakip yıllarda ya da birkaç yıl arayla yapılmasına karşılık periyodik olarak tekrar etmesi durumunda da bu faaliyetin devamlı olduğunun kabulü gerekmektedir.

Örneğin; aynı vergilendirme döneminde birden fazla veya vergilendirme döneminde periyodik olarak, ticari bir organizasyon çerçevesinde çay, yemek, tiyatro, kermes, konser gibi faaliyetlerin düzenlenmesi ve bu faaliyetlerden dolayı gelir elde edilmesi nedeniyle oluşacak olan iktisadi işletme için kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.

Buna göre dernek veya vakıfların eğitim ve sağlık gibi bir takım hizmetleri bir bedel karşılığı olmaksızın yerine getirmeleri halinde, bu faaliyetler dernek veya vakfa bağlı iktisadi işletme olarak nitelendirilmeyecektir. Ancak, sözü edilen hizmetlerin yerine getirilmesi için yapılan masrafların hizmet verilenlerden tahsil edilmesi veya bu kişilerden veya ailelerinden bağış adı altında bir bedel alınması durumunda, bu faaliyetler, dernek veya vakfa ait iktisadi işletme olarak kabul edilecek ve kurumlar vergisine tabi olacaktır.

…”açıklamaları yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Derneğiniz tüzel kişiliği itibariyle vergi uygulamalarında kurumlar vergisi mükellefi değildir.

Ancak derneğinize ait veya bağlı olan ve faaliyetleri devamlı bulunan iktisadi işletmenin bulunması veya derneğinizin (tüzüğünde yer alan) amaçları doğrultusunda verilen hizmetlerin yerine getirilmesi için yapılan masrafların karşılanması amacıyla kar amacı gütmese dahi cüzi bir miktar bedel alınması (bağış dâhil) ve bedelli olarak gerçekleştirilen diğer faaliyetlerinizin bulunması halinde ise, anılan faaliyetlerinizden dolayı derneğinize ait iktisadi işletme oluşacağından, bağış ve yardımların kurum kazancı olarak beyan edilmesi gerekeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Grup Müdür V.

Benzer Konular:

  1. DERNEKLERİN İKTİSADİ İŞLETME OLARAK DEGERLENDİRİLMESİ KONUSU
  2. Kurumlar Vergisi Genel Tebliği
  3. YURT DIŞI MONTAJ İŞLERİ MUAFİYETİ
  4. DİNAYET TAŞINMAZLARININ KİRALANMASI DURUMUNDA TEVKİFAT
  5. BEDELSİZ KULLANILAN VAKIF BİNALARINDA ÖZEL MALİYET
line
footer

Adres: Kızılay Atatürk Bulvarı No:64/25 Çankaya/ANKARA | Telefon:(312) 419 80 08 | Mail: [email protected] | web Tasarım: kızılayWeb | © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.