5510 SAYILI YASAYA GÖRE ŞİRKET ORTAKLARININ SİGORTASI

Şirket Ortaklarının  ssk’lı olması (6111 sayılı yasa) Tıklayınız..

 

 

I- GİRİŞ

Tüzel kişiler gerçek kişilerden ayrı olarak borç altına girebildikleri gibi hak sahibi de olabilmektedirler. Bu nitelikleri itibariyle ticari şirketler de şirketi oluşturan ortaklardan ayrı bir kişiliğe sahip, tüzel kişiliğe haiz teşekküllerdir. Şirketlerin, ortakların kişiliğinden ayrı bir kişiliğe sahip olması nedeniyle, şirket ile şirket ortakları arasında her türlü hukuki işlem yapılması mümkün bulunmaktadır. Bu bağlamda şirket ortakları ile şirket arasında (kolektif ve adi şirket ortakları hariç)(1) hizmet akdi kurulması da mümkün bulunmaktadır. Bu itibarla 5510 sayılı Kanun uygulaması öncesinde hizmet akdine dayanan çalışmaları nedeniyle 506 sayılı Kanun kapsamında olan sigortalıların, çalıştıkları şirkete veya başka bir şirkete ortak olmaları durumunda, hizmet akdi ilişkilerinin devam etmesi halinde bu ilişki kesintiye uğrayıncaya kadar 1479 sayılı Kanunla ilişkilendirilmelerine gerek bulunmuyordu. Başka bir anlatımla hizmet akdi ile çalıştıkları şirkete ortak olanların ortaklıkları nedeniyle 1479 sayılı Kanun kapsamına alınmaları gerekmiyordu. Tabi ki şirket ile aralarındaki hizmet akdi ilişkisinin devam etmesi şartıyla.

5510 sayılı Kanunla şirket ortaklarının şirketlerindeki faaliyetleri nedeniyle (ayrıca hizmet akdi ilişkisi olsa bile), 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi (hizmet akdiyle çalıştırılanlar için uygulanan sistem) kapsamında değerlendirilmeleri imkanı ortadan kaldırılmıştır.

II- REFORM ÖNCESİ ŞİRKET ORTAKLARININ SİGORTALILIĞI

1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesi gereğince;

- Kolektif şirketlerin ortakları,

- Adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları,

- Limited şirketlerin ortakları,

- Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları,

- Donatma iştirakleri ortakları,

- Ve anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının

sigortalı olacakları belirtilmiştir.

Ancak devredilen SSK Başkanlığı tarafından çıkarılan 09.02.1993 tarih ve 16-60 sayılı Genelge’de;

“Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işverenin emrinde çalışmaları dolayısıyla 506 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre sigortalı olanların, sigortalılıkları sürerken çalıştıkları işyerine veya başka bir şirkete ortak, anonim şirkette ise kurucu ortak veya yönetim kurulu üyesi ortak oldukları takdirde 506 sayılı Kanun’a tabi sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar Bağ-Kur’a tabi tutulmayacakları,

Ancak; kolektif şirket ve adi şirket ortaklarının, aynı şirkette bir hizmet akdine dayanarak çalışmalarının yasal olarak olanaklı görülmediğinden, bu durumda olanların Bağ-Kur ile ilgilendirilmeleri gerekeceği,

Şirket ortağı ya da anonim şirketlerde kurucu ortak veya yönetim kurulu üyesi olmaları dolayısıyla 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’na göre Bağ-Kur sigortalısı olanların sigortalılıkları sürerken bir hizmet akdine dayanarak çalışmaya başladıkları takdirde, Bağ-Kur sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar 506 sayılı Kanun’a tabi tutulmayacakları,

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu veya 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’na göre sigortalılığı devam etmekte iken diğer sosyal güvenlik kuruluşu kapsamına giren bir işte çalışmaya başlayanların, önceki sigortalılığının kesintiye uğraması durumunda ise, kesinti tarihinden itibaren son çalışmalarının gerektirdiği Sosyal Güvenlik Kuruluşu ile ilgilendirilmelerinin sağlanacağı,

Ancak; geçici iş göremezlik dolayısıyla geçen süreler ile hafta sonu ve resmi tatil sürelerinin, sigortalılığın kesintisi olarak değerlendirilmeyeceği,

Yukarıda açıklanan durumların, aynı işverene ait değişik işyerlerinde veya birden fazla işverene ait işyerlerinde gerçekleşmesinin (kolektif şirketler ile adi şirketler için söz konusu olan ve yukarıda belirtilen özel durum hariç) uygulamayı değiştirmeyeceği”

belirtilmiştir.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere 506 sayılı Kanun kapsamındayken şirket ortağı olanların 506 sayılı Kanun’un 2. maddesi kapsamındaki sigortalılık halleri devam ettiği sürece, 1479 sayılı Kanun kapsamına alınmalarına gerek bulunmuyordu.

III- REFORM SONRASI ŞİRKET ORTAKLARININ SİGORTALILIĞI

5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde;

“Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortaklarının sigortalı olacakları,”

5510 sayılı Kanun Gereğince Sigortalı Sayılanlar, Sayılmayanlar, Sigortalılığın Başlangıcı, Kurum’a Bildirilmesi ve Sona Ermesi Hakkında Tebliğ’de(2);

- Kolektif şirketlerin ortakları,

- Limited şirketlerin ortakları,

- Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları,

- Adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları,

- Donatma iştirakleri ortakları,

- Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının

5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar) sigortalı olacakları belirtilmiştir. Ancak Kanun hükümlerinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, 1479 sayılı Kanun döneminde kapsamda olmalarına rağmen anonim şirketlerin kurucu ortaklarının 5510 sayılı Kanun döneminde sigortalılık kapsamı dışına çıkarıldıkları görülmektedir.

A- ANONİM ŞİRKET KURUCU ORTAKLARININ SİGORTALILIĞI

Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra anonim şirketlerde kurucu ortak olanlar 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olamayacaklardır. Ancak 5510 sayılı Kanun’un geçici 22. maddesi gereği; 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde belirtilen anonim şirketlerin kurucu ortaklarından daha önce 1479 sayılı Kanun’un 24. maddesine tabi olarak sigortalı olanlardan sigortalılıklarını devam ettirmek isteyenlerin 01.10.2008 tarihinden itibaren altı ay içinde yazılı talepte bulunmaları halinde sigortalılıklarının aynen devam ettirileceği, bu süre içerisinde talepte bulunmayanların sigortalılıklarının ise söz konusu Kanun’un yürürlük tarihi itibariyle sona ereceği belirtilmiştir.

B- ORTAK OLDUKLARI ŞİRKETTE AYNI ZAMANDA HİZMET AKDİYLE ÇALIŞANLARIN SİGORTALILIĞI

5510 sayılı Kanun’un 53. maddesi 2. fıkrasında; 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanların (kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar) kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında (hizmet akdiyle çalıştırılanların tabi olduğu sistem) sigortalı bildirilemeyecekleri belirtilmiştir.

Açıklanan nedenlerle 01.10.2008 tarihinden sonra, şirket ortaklarının, ortak oldukları şirketten hizmet akdiyle çalıştırılanların tabi olduğu sigortalılık kapsamında bildirilmeleri imkanı ortadan kalkmış olmaktadır.

Ancak 5510 sayılı Kanun Gereğince Sigortalı Sayılanlar, Sayılmayanlar, Sigortalılığın Başlangıcı, Kuruma Bildirilmesi ve Sona Ermesi Hakkında Tebliğ’in(3) “Sigortalılık Hallerinin Çakışması” başlıklı V. bölümünün, 9. maddesinde;

“01.10.2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar) sigortalı oldukları halde, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi (Hizmet akdiyle çalıştırılanlar) prim ödemesi olanların sigortalılıklarının kesintiye uğrayıncaya kadar devam ettirileceği” belirtilmiştir.

Açıklanan nedenlerle, 01.10.2008 tarihinden önce ortağı oldukları şirket ile aralarındaki hizmet akdine istinaden sigortalılıkları 506 sayılı Kanun kapsamında sağlananların bu halleri devam ettiği sürece, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrası (a) bendi kapsamında değerlendirilmeleri mümkün bulunmaktadır. Ancak bu kişilerin 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılık halleri kesintiye uğradıktan sonra, şirket ortaklıkları devam ettiği sürece 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesi birinci fıkrası (a) bendi kapsamında değerlendirilmeleri mümkün olmayacaktır. Çünkü kanunen sigortalılıklarının aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sağlanması gereği bulunmaktadır.

C- ŞİRKET ORTAKLIĞI İLE DİĞER SİGORTALILIK HALLERİNİN ÇAKIŞMASI

5510 sayılı Kanun’un 53. maddesi gereğince; Şirket ortaklığı halinin, hizmet akdiyle çalışma ve kamu hizmetlerinde çalışma halleriyle çakışması halinde; sigortalılığın öncelikle kamu hizmeti faaliyeti nedeniyle (5510 sayılı Kanun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereği) sağlanması gerekmektedir. Ancak şirket ortaklığı haliyle, hizmet akdine istinaden çalışma halinin çakışması halinde ise, sigortalılığın ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sağlanması gerekmektedir.

İsteğe bağlı sigortalılık hali ile şirket ortaklığının çakışması halinde isteğe bağlı sigortalılığın sona erdirilmesi, sigortalılığın 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasın (b) bendi kapsamında sağlanması zorunluluğu bulunmaktadır.

IV- SONUÇ

5510 sayılı Kanun gereği, şirket ortağı olanların 01.10.2008 tarihinden sonra kendi işyerlerinden hizmet akdi ile çalıştırılanlarla aynı kapsamda sigortalı bildirilmeleri imkanı ortadan kaldırılmıştır. Ancak 01.10.2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar) sigortalı olduğu halde, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi (hizmet akdiyle çalıştırılanlar) prim ödemesi olanların sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya devam ettirilebilecektir.

Ayrıca 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra anonim şirketlerde kurucu ortak olanlar 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olamayacaklardır. Ancak 5510 sayılı Kanun’un geçici hükümleri gereği; anonim şirketlerin kurucu ortaklarından daha önce 1479 sayılı Kanun’un 24. maddesine tabi olarak sigortalı olanlardan sigortalılıklarını devam ettirmek isteyenler, 30.03.2009 tarihine kadar yazılı talepte bulunmaları halinde sigortalılıkları aynen devam ettirilebilecektir.

———————————————————————————-

(1) Devredilen SSK Başkanlığı’nca yayımlanan 16 sayılı Genelge’de, Borçlar Kanunu’nun adi şirketler ile ilgili 520, 525 ve 528. maddeleri karşısında, tüzel, kişiliği haiz olmayan adi şirketlerde ortaklardan her birinin işveren durumunda bulunduğu, şirket mukavelesine veya kararına dayanılarak bir veya birkaç ortağa şirketin idaresi verilmiş ve mukabilinde ücret ödenmiş olsa dahi, hizmet akdi ile çalıştıkları kabul edilemeyeceği ve esasen şirketi idare eden ortaklar ile diğerleri arasındaki münasebetin vekâlet hükümlerine tabi olacağının Kanun’da belirtildiği, bu kimselerin sigortalı sayılmamaları gerektiği vurgulanmıştır.

(2) 28.09.2008 tarih ve 27011 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(3) 28.09.2008 tarih ve 27011 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir

line
footer

Adres: Kızılay Atatürk Bulvarı No:64/25 Çankaya/ANKARA | Telefon:(312) 419 80 08 | Mail: [email protected] | web Tasarım: kızılayWeb | © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.